ÖNSÖZ

Her geçen gün etkisini daha belirgin bir şekilde hissettiğimiz küresel iklim değişikliğinin en önemli sonuçlarından birisi, kullanılabilir t...

15 Şubat 2019 Cuma

Datça'da Yağmur Suyu Hasadı Zorunluluğu

3 yıldır ortalamanın altında yağışlarla geçen kışların ardından bu sene oldukça yağışlı bir kış geçiriyoruz. Bu çok güzel bir şey, bir kutlama yapsak yeridir. Ancak bu, su sorunumuzun çözüldüğünü mü gösteriyor, hatta bu yaz için bile herşey yolunda mı, biraz detaylı bakalım...

Datça Yıllık Yağış Toplamları (mm.)
Datça'da 1970 yılından beri tutulan  verilere göre yıllık yağış ortalamamız 656 mm. Bu şu demek:

Bir teneke varili, yılın ilk yağmurunda kapağını açıp yağmura bıraksak ve içinde biriken yağmur suyunun buharlaşmasına izin vermeden yılın son yağmuruna kadar aynı noktada tutsak, 1 yıl sonra içinde kabaca 65 cm. su birikmiş olacak.

Aslında  hiç de fena bir ortalama değil gibi ama düzensiz ve şiddetli yağışlar, birazdan göreceğimiz gibi durumu çok kötüleştiriyor. Ayrıca Datça'da yıllık potansiyel buharlaşma 95 cm. Yani aynı yıl içinde varilde biriken suyun tamamını buharlaşmaya kaybettiğimiz gibi üzerine de 30 cm. daha su eklememiz gerekiyor. Bu durumda Datça'da açıkta gölet, havuz gibi yapılarda su biriktirmek pek akıllıca değil.

Ne Kadar Suyumuz Var?

Biriktirdiğimiz suya geri dönersek, ölçü yaptığımız kabın yüzey alanı 1 metrekare olsa bu içinde 656 litre su birikmesi demek. Yani Datça yarımadasının her metrekaresine yarım tondan fazla su düşüyor yıl boyunca.
  • Tüm yarımada kabaca 440 km2 alana sahip olduğuna göre yıl boyunca yaklaşık 290 milyon ton su alıyoruz. 
  • Datça'nın asıl su kaynağı olan Datça ovası havzası ise kabaca 90 kmalana neredeyse 60 milyon ton su alıyor.
Bu durumda yıllık tüketimimiz 5,5 ila 7 milyon ton arasında değiştiğine göre, en kurak geçen yıllarda bile su sorunumuz olmaması gerekir. Kuyularımızı besleyen  Datça ovası havzasına düşen yağmur 60 milyon tondan 50 milyon tona bile düşse hala ihtiyacımızın en kötü ihtimalle 7 katı suyumuz olmalıydı. Ancak ne yazıkki Datça'da yeraltı suyu seviyesi sürekli düşmekte.

1985-1990 yılları arasında İller Bankası tarafından açılan ve MUSKİ tarafından halihazırda kullanılan ana kuyuların su seviyelerinin hepsi 10 m.'nin altında idi, hatta birinde yaklaşık 5 m.'de su bulunmuştu. 2019 itibarı ile seviye hemen her yerde 50 m.'nin altına düşmüş durumda. İller bankası tarafından açılan kuyularda başlangıç verimleri toplamda saniyede 95 litre iken, 2006 yılı İller bankası ölçümlerinde saniyede 70 litreye, günümüzde ise saniyede 53 litreye gerilemiştir.

Bu Kadar Su Nereye Gidiyor?

Yıllık yağış, tüketimimizden kat kat fazla olduğu halde her sene yeraltı su seviyesinin düşüşünü nasıl açıklayabiliriz? Bunun için yağış olarak düşen suyun ne kadarının yeraltı su kaynağımızı beslediğine bakmamız gerek. Toplam yağışın çok küçük bir kısmı yeraltına süzülürken, kalanı yüzey akışı ile sel olup denize akıyor. Ne yazıkki yağmurun hemen ertesinde çamur rengi akan ve birkaç gün sonra suyu kesilen dereler su bolluğunun değil, tutamayıp denize kaçırdığımız tatlı suyun göstergesi. Bizim görmek istediğimiz derelerin selle coşması değil, toprakta biriken su yüzünden uzun süreli akışa geçmeleri.

Yağmurun ne kadarının toprağa süzüldüğünü etkileyen faktörler şunlar:
  • Toprağın yapısı (geçirgen, yarı geçirimli, geçirimsiz) ve sıkıştırılmış olup olmadığı
  • Toprağın eğimi
  • Toprağın suyla doymuş olup olmadığı
  • Bitki örtüsü
  • Yağmurun miktarı ve şiddeti
Datça'da toprak yapısına baktığımızda yarıdan çoğunun geçirimsiz olduğunu görüyoruz. Eğim çoğunlukla oldukça dik ve özellikle güney yamaçlarda bitki örtüsü zayıf. Yağmurların düzensiz ve şiddetli yağdığını hesaba katarsak durumun süzülme açısından hiç de parlak olmadığı anlaşılacaktır.

Datça'da tipik olarak, şiddetli bir yağış başlar ve daha birkaç dakika içinde zaten fazla geçirimli olmayan toprağın üst kısmı doygunluğa ulaşır. Su toprağın alt kısmına doğru inmeye vakit bulamadan şiddetli yağış yukarıdan sürekli su yollamaktadır. Dik eğimlerin de etkisi ile suyun büyük kısmı yüzey akışına geçer ve biribirleri ile birleşerek sel akıntılarını oluşturur.  Yağmur kesilip güneş açtığında suyun %85'i kaybedilmiş durumdadır.

Depoda Ne Kadar Su Kaldı?

Yağışın ancak %15'i yeraltına süzüldüğüne göre Datça'nın asıl su kaynağı olan Datça ovası havzasına düşen 60 milyon ton suyun ancak 9 milyon tonu depomuzu beslemektedir. Yıllık 9 milyon ton beslenmeye karşı 5,5 ila 7 milyon ton kullandığımıza göre artıda olmamız lazım. Bu durumda da yeraltı su seviyesinin bırakın düşmeyi, yükselmesi lazım??? 

Ne yazıkki yeraltı deposundan sadece biz su çekmiyoruz. Coğrafyaya dağılmış çeşitli kaynaklardan ve denizin altından depo sürekli su kaçırıyor. Çeşitli devlet kurumlarının ve üniversitelerin yaptıkları çalışmalara bakıldığında kaynaklardan ve denizin altından en az kendi tüketimimiz kadar suyun boşaldığını görüyoruz. Böylece yeraltı depomuz bir yılda en az 12-13 milyon ton su kaybediyor.

Yani her yıl 9 milyon para yatan ama 12-13 milyon para çekilen bir hesap gibi sürekli eksideyiz. Bunu da her yıl biraz daha derinlere kaçan su seviyeleri ile bizzat yaşıyoruz.

Bu sürdürülebilir bir durum olmadığına göre (kuruyan ve tuzlanan kuyular, insanlar ve doğa için susuzluk tehlikesi) ilk olarak tüketimi azaltmalı, ardından da yeraltı depomuzun yağmurlarla daha iyi beslenmesini sağlamalıyız.

Yağmurun Daha Fazlasını Nasıl Tutabiliriz?

Suyu göletlerde, havuzlarda tutmak hem buharlaşma hem de maliyetler açısından pek mantıklı olmadığından enerjimizi bolca yağan yağmurun daha fazlasını toprakta tutmak için harcamalıyız.

Tüketimin son yıllardaki boyutlarda olmadığı zamanlarda Datça'lıların gayet iyi bildiği gibi yağışlı bir yıl, taşan yüzey kuyuları ve uzun uzun akan dereler olarak bize geri dönüyordu. Kurak bir yılda da yüzey kuyularında su azalıyor, dereler daha kısa süreli akıyordu. 

Yağmurun ne kadar yağacağını kontrol edemediğimize göre, kurak yıllarda bile fazla yağış aldığımız bir yılda olduğu kadar suyu toprağa süzdürebilsek oldukça faydalı olmaz mı? Ortalamanın kabaca 10 cm. altında yağış aldığımız geçen sene, ortalamaya göre yeraltına 1,5 milyon ton daha az su gitmiş oldu. Acaba 1,5 milyon ton fazladan suyun toprağa süzülmesini nasıl sağlayabiliriz?

Süzülmeyi etkileyen faktörleri hatırlayalım:
Toprağı yapısal olarak değiştirmek mümkün değil. Ancak üzerini geçirimsiz maddelerle kaplayarak durumu daha da kötü hale getirebiliriz ki şehirleşen alanların, yolların ve binaların artması ile yaptığımız tam olarak bu. Suyun yavaşlayıp toprak üzerinde daha fazla kalması ile süzülmenin artacağını biliyoruz ancak ne eğim ne de yağışın şiddeti buna izin veriyor ve bunlar bizim kontrolümüzde değil. Suyu yavaşlatmak için elimizdeki en güçlü tekniklerden biri bitki örtüsünü artırmak. Datça'da uzun yıllara yayılan seferberliklerle nispeten çıplak olan bölgelerin hızla sağlıklı ekosistemlere dönüşmesini sağlamalıyız.  Ama su problemimiz bir kriz halini almış durumda ve kısa vadede suyu yüzeyde yavaşlatıp toprağa süzülmesini sağlayabilecek teknikleri araştırmamız gerekiyor.

Eğer bunu becerebilirsek, en kurak yıllarda bile sanki ortalama veya üzerinde yağış almışcasına yeraltı depomuzu doldurabiliriz.

Bir sonraki yazıda bu tekniklerden Datça için uygun olanlarına göz atalım.