ÖNSÖZ

Her geçen gün etkisini daha belirgin bir şekilde hissettiğimiz küresel iklim değişikliğinin en önemli sonuçlarından birisi, kullanılabilir t...

29 Aralık 2018 Cumartesi

DATÇA İÇİN YENİ "SU" PROJELERİ


















Su Çalışma Grubu'muzun bu hafta konukları vardı. Belediye Başkanımız Gürsel Uçar, Muski Genel Müdürü Baki Ülgen ve Muski Datça Şube Müdürü Zeynel Öztürk'le ilçemizin su durumunu ve    yapılan çalışmaları konuştuk.

Muski Genel Müdürü Baki Ülgen, Su Çalışma Grubu'muzun bir buçuk yılı aşkın bir zamandır Datça'nın su durumunu ile ilgili araştırmalarını, hazırladığımız raporu, bloğumuzu, arıtma tesisinden denize deşarj edilen suyun kullanıması ile ilgili proje ve çözüm önerilerimizi dinledi. Muski tarafından yapılmakta olan ve planlanan projeler hakkında bilgi verdi.















Muski Genel Müdürü Baki Ülgen: 
DATÇA İÇİN EN AKILCI ÇÖZÜM, DENİZDEN TATLI SU ELDE EDİLMESİ

"Datça'da bu yıl şebekedeki kayıp kaçaklarını önleyince yeraltı su deposundan yüzde 50 daha az su çektik. Ancak yine de suyumuzun azaldığı bir gerçek. 2016 yılında Bozburun- Datça bölgelerinde yapılan jeofizik araştırma sonuçları olumsuz çıktı. Bölgede sürdürülebilir olmayan, yalnızca keson kuyularda kullanılabilecek su kaynakları saptandı. Bulunan kaynaklar şehir içine yöneltilebilecek kaynaklar değil. Karaköy'deki suyun Betçe'ye   götürülmesi için planlanan proje de ihale aşamasında durduruldu. Datça için çözümün Datça'da üretilmesi aşamasındayız.
Öncelikle Datça'nın yeraltı su deposunun olduğu Karaköy-Emecik-Reşadiye Bölgesi için belirlenen koruma tedbirleri uygulanmalı. Kuyular kayıt altına alınmalı, denetlenmeli.
Betçe Bölgesi için çalışmalarımızı deniz suyundan tatlı su elde edilip şebekede kullanılmasını içeren projelere yoğunlaştırdık. Birkaç farklı sistem ve proje var. Bölge coğrafyasına en uygun, turizmi etkilemeyecek projede karar kılarak uygulamaya geçireceğiz.
Su evrensel bir değerdir. Dünya Sağlık Örgütü, bir ailenin su giderinin, toplam gelirinin yüzde 3'ünü aşmaması gerektiğini tavsiye ediyor. Her bireyin yaşanabilir bir çevreye, suya ihtiyacı vardır. Su kaynağına uzak ya da yakın olunması suya ödenen paranın değişmesi için neden olamaz. O nedenle "tek fatura" esastır.
Su ve çevre konularındaki duyarlılığın artması çok sevindirici. Muğla ilimizde dört ilçede (Fethiye-Menteşe-Bodrum-Datça) etkin çalışmalar yapan su grupları var. Önümüzdeki günlerde bu gruplar buluşup deneyimlerini, bilgilerini paylaşabilir, ortak çalışmalar yapabilirler.
MUSKİ'nin bu ilçelerimizden bazıları ile okullarda yaptığı eğitim çalışmaları çok verimli oldu. 25 okulda, 6-11 yaş grubuna, çocukların kendi davranışlarından doğru ve yanlışları görebildikleri  sunumlar yapıldı. Su kullanma alışkanlıkları belli bir yaştan sonra değişmiyor. O nedenle tasarruf ve doğru kullanımla ilgili çalışmalarda hedef kitlemiz çocuklar. Onlar ailelerini de etkileyebiliyorlar. Önümüzdeki dönemde Datça'daki okullarda da bu çalışmayı yapabiliriz."















Belediye Başkanımız Gürsel Uçar: 
DATÇA'DA YAŞAYAN BÜYÜK BİR ÇOĞUNLUK,  KUYU AÇMANIN ÇÖZÜM OLMADIĞINI ARTIK BİLİYOR.

"Datça yağan yağmurların denize ulaşmasını önleyebileceğimiz coğrafyaya sahip."

PLANLANAN ÇALIŞMALAR:

-Datça Belediyesi-Muski ve Su Çalışma Grubu'muz önümüzdeki günlerde, risk altındaki bölgelerde bulunan kuyularda tuzluluk ölçümü yapacaklar.

-Sunum hazırlanarak okullardaki eğitim çalışmaları başlatılacak.

-Muski'nin önderliğinde diğer ilçelerdeki su grupları ile iletişim ve bilgi paylaşımları yapılacak.

-Şubat ayında Söğüt'te devreye girecek deniz suyundan tatlı su elde edilecek tesis gezilecek, bilgi alınacak.

14 Aralık 2018 Cuma

MESUDİYE DERELERİNİN  İZİNDE..

Bugün Mesudiye'de  kurumuş dere yataklarının izini sürdük. Mesudiye'de geçmişte çok güçlü olarak akan üç büyük dere ve kolları var. Ne yazık ki son yıllarda hiç biri akmıyor.
Derelerde yapılacak "yağmur suyu toplama" çalışmaları ile yeniden akabilirler.

Keşif gezimizde nerelerde, hangi yöntemlerle hasat çalışmaları yapabileceğimizi planladık, Mesudiye'de yaşayan arkadaşlarımızın yaptığı uygulamaları gördük.


Marie ve Tuğrul'un arazilerinde yaptığı
yağmur hendekleri
Meşe Çukuru'nda Yalçın arkadaşımızın
yaptığı yağmur hasadı uygulamaları

Kuru dere yatağında set çalışmaları
Antik çağlardan bugüne ulaşmış bir su kanalı




11 Aralık 2018 Salı

SINDI'DA SU SOHBETİ














Bugün Su Çalışma Grubu üyeleri, Kent Konseyi Başkanı Hayriye Balkan ve Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Necati Sağır'la birlikte Sındı sakinleriyle "Su" yu konuştuk.














Sındı su konusunda Datça'nın en problemli bölgelerinden. Özellikle yaz aylarında yaşanan su kesintilerinin yanısıra doğadaki bitki ve ağaçlardaki kurumalar kolayca gözlemlenebiliyor.

Sındılılar: 
"Akıp giden yağmur suyuna üzülüyoruz."

"Su bizim çok önemli sıkıntımız. Sındı'da derin kuyumuz yok. Yüzey kuyularımızdaki sular da çekildi. Yazın  su tankerle  geliyor köye. Son 10 yıldır doğadaki sandal  ve çam ağaçlarında kurumalar görüyoruz. Geçtiğimiz iki üç yılda kurumalar yoğunlaştı.

Eskiden temmuz ayına kadar akan derelerimiz vardı. Artık akarsuyumuz yok. Çünkü o zamanlar o kadar çok yağmur yağıyordu ki toprak doygundu. Artık o kadar yağmadığı için toprak doygunluğa ulaşmıyor, akarsuya dönüşmüyor. Oysa Sındı 282 metre rakımlı dağların eteklerinde kurulmuş olan bir köy. Çevremizdeki dağlardan suyun buraya akması lazım.

Yağmur suyu toplama bölgeleri veya gölet yapılması çok iyi olur. Köyümüzün konumu yağmur suyu toplanmasına uygun."

Önümüzdeki günlerde Sındı'da "yağmur suyu toplama yöntemleri" konulu bir bilgilendirme toplantısı ve uygulama çalışmaları yapacağız.

Bugün Sındı'dan sonra Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyemiz Necati Sağır'ın arazisinde yaptığı teraslama çalışmalarını inceledik, bilgi aldık. Yamaçları teraslamanın su toplanması  için  ne kadar önemli bir yöntem olduğunu gözlemledik.





2 Kasım 2018 Cuma

Prof. Dr. Beyza Üstün

"SUYU KORUMAK İSTİYORSAK ÖNCELİKLE O BÖLGENİN BİTKİ ÖRTÜSÜNÜ KORUMALIYIZ"














Su Çalışma Grubumuzun bu haftaki toplantısında Prof. Dr. Beyza Üstün konuğumuzdu. Prof. Dr. Beyza Üstün grubumuzun bugüne değin yaptığı çalışmaları ve elde edilen bilgilerle hazırladığı sunumu değerlendirdi.

"Su Çalışma Grubu'nun yaptığı çalışma büyük emek harcanarak, bilimsel veriler kullanarak, çözüm önerileri geliştirerek, grup üyelerinin ortak çalışmasıyla oluşturulmuş. Bu çabayı çok değerli buldum. 

Katkı olarak paylaşmak istediğim bilgiler ise şöyle sıralanabilir; 

Nüfus arttıkça sorunların da artacağını varsayan Malthus'çu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Bir bölgenin nüfusu, belli zamanda ne kadar artarsa artsın, ortak düşünceyle üretilen  çözümlerle sorunlar  ortadan kaldırılabilir. 

Su yaşamsal bir gereklilik ve haktır. Sağlıklı yaşamanın gerektirdiği miktardan (günde kişi başı 150 lt.) tasarruf yapılmamalıdır. Daha az kullanım mutlaka sağlık sorunlarına yol açacaktır. 

Bir ürün "ne kadar pahalıysa o kadar az" kullanmayız. Bu nedenle kademeli tarifeler işlevsel olamamaktadır.

Suyu korumak istiyorsak öncelikle o bölgenin bitki örtüsünü korumalıyız. Doğal bitki dokusu o ekosistemin dokusudur. 

İnsan merkezli düşünme ve hareket etmenin sonuçları su kaynaklarının azalmasına, doğal bitki örtüsünün kurumasına yol açar. Ekosistemin hiç bir parçası yerinden oynatılmamalıdır. 

Yeraltı su kaynaklarının tuzlanması geri dönüşü olmayan çok önemli bir sorundur.

Hem tek tek evlerde hem de  kasabalarda, şehirlerde evsel atıkların doğru yöntemlerle, oksijen desteğiyle arıtılarak kullanılması en önemli kazanımdır ve yapılmalıdır. Evsel atıklar insanın üretimidir ve ağır metaller içermediği için basit yöntem ve çabalarla arıtılabilir. Bahçe ve bitki sulamasında kullanılabilir. Şehirlerde ise park ve bahçelerin, ormanlık alanların sulanması sağlanabilir. Dolaylı olarak akiferin beslenmesine yardımcı olur.

Su kaynaklarının korunması için;
  • Mera ve ormanların -çalılıklar dahil- korunması
  • Akifer yapının yüzey ve yeraltı akışlarının korunması
  • Uygun bitki örtüsünün korunması (çimlenme vb. bitkilendirmeden kaçınma)
  • Tarımın, geçimli küçük çiftçiliğin desteklenmesi
  • Erozyon önleme
  • Geçirimsiz zeminden kaçınma
  • Fiyatlandırma, ticarileşmeyi reddetme
  • Arıtılmış atık su kullanımı  gereklidir.
Su kullanımı ekonomik - politik bir stratejidir. Ortak akıl ve çalışmayla suyun metalaştırılmasının önlenmesi, yerinde ve yeterince kullanılması planlanabilir.





DOĞADA YAĞMUR HASADI UYGULAMALARI

Geçen haftasonu Dadosk (Datça Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği) yürüyüş grubunun  Kargı Deresi - Kargı Yaylası - Palamutluk - Kargı gezisine katıldık.

Yürüyüş grubu üyelerine doğada yapılabilecek en basit yağmur hasadı yöntemlerinden olan "sel kapanları" nı anlattık. Birlikte uygulamalar yaptık. 














16 Ekim 2018 Salı

EKİM AYI BAHÇE AYI

Sıcak, kurak bir ilkbahar ve yaz geçirdik. Nisan ayından, bu hafta başına kadar yağmur yağmadı. Yeraltı suları en düşük seviyelerine ulaştı. Hem doğadaki hem de bahçelerdeki bitkiler, ağaçlar sarardı, kurudu. 
Ekim ayı gelip de yağışların başlamasıyla birlikte bahçelerde de çalışma zamanı başlar.
Bahçeler düzenlenmeye, sıcak ve kuraklığın etkisi silinerek, yeniden canlandırılmaya çalışılır. Toprak çapalanır, gübrelenir, yeni çiçek ve ağaçlar, mevsim sebzeleri dikilir. 
Ancak “su” hem dünya hem yaşadığımız coğrafya için çok önemli ve Datça’da evsel tüketimin yarısını “bahçe sulama”oluşturuyor. 
Oysa bahçelerimiz “hem güzel hem de SU DOSTU”olabilir. Nasıl mı? 

Kayrak yolları, çakıl taşları, kayalar gibi cansız öğeleri arttırarak 

Çim alanları küçülterek, kuraklığa dayanıklı türler seçerek (Bermuda Grass, Festuca  Arundinacea)

Çim yerine kolay yayılan yer örtücüleri kullanarak (Kaz Ayağı, Buz Çiçeği)

Datça’nın yerel bitkilerini kullanarak (hayıt, pamuklan, karabaş, püren, katırtırnağı, kargı, kekik, adaçayı),

Akdeniz ikliminin dayanıklı, rengarenk çiçekli türlerini ekerek (kaktüs ve sukulent çeşitleri, begonvil, polygala, solanum, aslanbıyığı, sardunya, ıtır, yasemin, hanımeli, mor salkım)

Çok su isteyen narenciyeler yerine, az suyla yetinen zeytin, badem, incir, keçiboynuzu, asma yetiştirerek,

Meşe, servi, akasya, defne ahlat, menengiç, sakız gibi peyzaj özellikleri de olan ağaçlarla 


SU DOSTU BAHÇELER yaratabiliriz.


BAHÇELERİMİZİ NASIL SULAYALIM?

Sulama için öncelikle, evimizde tükettiğimiz suyu ikinci kez kullanacağımız gri su sistemi tercih edilebilir. Doğru oluşturulacak bir tasarım ile sulama ihtiyacı sadece gri su ile karşılanabilir.
Buharlaşmanın az olduğu sabahın erken saatleri veya akşam serinliğinde, 

Hortum veya fıskiye yerine damla sulama sistemi kullanarak,

Sık ve az sulamak yerine seyrek ve derin sulayarak,

su kullanımını en aza indirebiliriz.


AĞAÇ VE BİTKİLERİ NERELERE DİKELİM?

Yoğun güneş alan, tepelik, çakıllı alanlarda zen bahçeleri oluşturulablir.  (kaya - çakıl peyzajı)
Eve yakın alanlarda, evden çıkan suyu değerlendirmek amacıyla çok su isteyen              bitkiler, evden uzaklaştıkça kuraklığa daha dayanıklı bitkiler ve çiçekler dikilebilir.
Güneş isteyen bitkiler güney ve batıya bakan alanları, gölge seven bitkiler kuzey ve doğuya bakan alanları severler.
Patikalar yüksek, bitkiler çukur alanlarda olursa; kışın yağmuru toplar, yazın kolay sulanır.
Bitkilerin dipleri, gövdelerine değmeyecek şekilde organik madde ile örtülenerek, buharlaşma yoluyla topraktan su kaybı azaltılabilir. (Malçlama)

SU DOSTU BİR “ÖRNEK BAHÇE”










Uschi ve Öztürk Alev, 20 yıla yakın bir süredir Mesudiye’de yaşıyorlar. İlk taşındıkları yıllarda değişik bitkilerle donatmışlar bahçelerini. Ama iklim koşullarını, yarımadanın su sorununu erken farkedip, bahçelerini ona göre düzenlemişler. Şimdi tam da “Datça’nın iklim ve su koşullarına uygun”, yaz kış yeşil, çok az su isteyen bitki ve ağaçlarla dolu bir bahçeleri var. Bu koşullara uygun olmayan bitki ve ağaçları bahçelerinden uzaklaştırıyorlar.











Kaktüsler, sukulentler, zakkumlar, lavantalar, biberiyelerle dolu bir bahçe. İnsan dolaşmaya doyamıyor. Birçok bahçenin sarardığı, bitkilerin kuruduğu bugünlerde bile yeşil dokusunu koruyor. 













Kayrak taşlarıyla yollar yapmışlar, damla sulama sistemi kurmuşlar. Bitkiler birbirlerinin gölgelerinden yararlanıyorlar.

Suyu dikkatli kullanarak ama görsellikten de taviz vermeyerek yaşanası bir bahçe yaratmışlar.

Su Çalışma Grubu olarak onlara bu duyarlılıklarından ve bahçelerini bize açtıklarından dolayı teşekkür ediyor, böyle bahçelerin çoğalmasını diliyoruz.

21 Temmuz 2018 Cumartesi

MUSKİ Ziyaretimiz


Katılanlar: MUSKİ Genel Müdürü Baki Ülgen, Datça Belediye başkanı Gürsel Uçar, Datça Kent Konseyi Başkani Hayriye Balkan, Datça Kent Konseyi Su Çalışma Grubu
Datça Kent Konseyi Su Çalışma Grubu olarak 20 Temmuz 2018 tarihinde Datça belediye başkanı Gürsel Uçar ve Datça Kent Konseyi başkanı Hayriye Balkan ile birlikte MUSKİ Genel Müdürü Baki Ülgen’i ziyaret ettik.

Datça’da tek tatlı su kaynağımız olan akiferimiz (yeraltı depomuz) tehlikeli bir şekilde boşaldığından ve kuyularda kurumalar ve tuzlanmalar başladığından, gündemimizde su kaynağımızı korumak için alınabilecek çeşitli tedbirler vardı.
Kademeli Fiyatlandırma: Bu tedbirlerin en önemlilerinden olarak gördüğümüz “su tüketiminin azaltılabilmesi için kademeli fiyatlandırma” konusunda Baki Ülgen daha önceki uygulama hakkında bilgi verdi. Daha önce yaptıkları analizlerden çıkan sonuca göre Muğla’da her hanede ortalama 2.9 kişi yaşıyor. Ortalama tüketim 12 ton/ay. Şebekeye verilen 120 milyon m3’ün 70 milyon m3’ü sulamada kullanılıyor. Bu bilgiler baz alınarak hazırlanan tarifelere karşı 2016’da 4 ayrı dava açıldı. İdare mahkemesi yürütmeyi durdurdu. Şu anda kademeli fiyatlandırmaya geçebilmek olası görünmüyor.
Ayrıca su tüketiminde tüketimi azaltmanın önündeki en büyük engellerden biri de köy yerleşim yerlerinde uygulanan aşırı indirimli fiyatlar. Bunlardan köy yerleşim yerlerinde yer alan büyük oteller de faydalanıyorlar.
Su Çalışma Grubu olarak önerimiz, bu bilgiler ışığında tüketimi azaltacak yönde fiyat ayarlamalarının yapılabilmesi için aşağıdakilere benzer formüllerin araştırılması:
  • MUSKİ’nin bahçe sulama için abonelerle yaptığı sözleşme konut sözleşmesinin aynısı olduğundan, atık su bedeli almama uygulaması terk edilerek bahçe sulamanın daha pahalı hale getirilmesi ile bahçelerde yöreye daha uygun bitkilerin kullanılması teşvik edilebilir.
  • Kademeli fiyat uygulaması yerine ilk 10-12 ton suyun fiyatında bir indirime gidilerek (ör: atık su bedeli alınmaması yöntemi ile) az tüketim özendirilebilir. MUSKİ’nin gelir kaybı yaşamaması için normal su fiyatı zamlandırılabilir.
Toplantıda konutlarda gri su kullanımı ve yağmur suyu hasadına da değinildi. Belediye başkanı Gürsel Uçar, bu konunun Datça’daki konutlar için önemli olduğuna dikkat çekti.
Baraj: Görüş alışverişi yapılan konulardan biri Datça’nın tatlı su kaynaklarının bir baraj ile desteklenmesi idi. Aynı zamanda Havza Koruma Kurulu üyesi olan MUSKİ genel müdürü Baki Ülgen bu konuda bazı detaylar paylaştı: Şu andaki bilgiler ışığında Bördübet’teki baraj olasılığı azalmış görünüyor. DSİ bu sonuçlara bakarak orta ve uzun vadede Hisarönü alternatifini gündeme almıştır. Halihazırda yıllarca sürecek ölçüm çalışmalarına yeni başlanan barajın yapımına karar verilse bile 10 yıldan önce faaliyete geçmesi mümkün görülmemektedir.
Değerlendirilmekte olan diğer bir alternatif de, Datça ve Bozburun’a isale hatları ile, Köyceğiz tarafında yapımı düşünülen barajdır. Betçe’nin su dağıtımı sorununun çözülebilmesi için teknik şartname hazırlanmakta olup yakında ihale gerçekleştirilecektir. 2018 sonbaharında yapımına başlanması beklenen proje, ÇED’e tabi olmayıp, gerekli izinlere sahiptir. İlk aşamada 48 lt/sn su taşıyacak olan sistem 50 yıl sonraki 80 lt/sn kapasiteyi de destekleyecek durumda olacaktır. Dağıtım sistemi, gelecekte Datça’ya barajdan gelecek olan suyu dağıtacak şekilde sisteme bağlanabilecektir.
Deniz suyu arıtma: Deniz suyu arıtma tesis maliyeti her geçen yıl düşmekte, ayrıca Datça’nın bu sistemlerin gerektirdiği yüksek enerjiyi rüzgar ve güneşten elde edebilecek olması bir avantaj haline gelmektedir.
MUSKİ, MUĞLA genelinde 5 ters ozmos tesis çalıştırmaktadır. Bunlardan 1 tanesi Datça’da Palamutbükü’ne tuzlanmış olan kuyunun suyunu arıtarak vermektedir. MUSKİ Datça’daki kuyularda tuzlanma ilerledikçe (>2500) kuyular için ters ozmos arıtma tesislerinin kurulması gerekeceğini söylemektedir. Tuzlanan kuyulardaki tuz oranı deniz suyuna göre çok daha düşük olduğundan bu tesislerin işletilmesi deniz suyunun arıtılmasına göre daha ucuz olacaktır ancak bu şekilde akiferin tuzlanmasının önüne geçilemeyecektir. Datça gibi su sıkıntısı çeken Bozburun-Taşlıca bölgesi için bir deniz suyu arıtma projesi planlanmaktadır.
Su Çalışma Grubu olarak akiferin korunabilmesi için kuyulardan ancak tuzlanmaya neden olmayacak kadar su çekilmeli diyor, Datça’nın su kaynaklarının çeşitlendirilebilmesi ve akiferin tehlikeli bir şekilde boşalmasının engellenmesi için deniz suyu arıtmanın ciddi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Datça Atıksu Arıtma Tesisinin Suyunun Geri Kazanımı: Arıtma tesisi halen günde 5000 tona varan miktarda suyu günlük olarak arıtıp denize vermektedir. Bu suyun sulamaya kazandırılması büyük bir kazanım olacaktır. Arıtma suyunun sulamada kullanılması için şu andaki filtrasyona ek olarak UV ve mekanik filtre takılması gerekmektedir. Hem MUSKİ hem de Datça Belediyesi, bu projenin Datça’nın su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı açısından çok önemli olduğu konusunda hemfikirdir. Arıtma suyunun deşarj suyu, depolanarak sulama suyu olarak kullanılabilir.
Proje aynı zamanda tarımsal sulama yerine orman alanlarının sulanması ve fazlası ile akiferin beslenmesi amacıyla da tasarlanabilir.
Muğla’da arıtılmış su belediye tarafından park ve bahçelerin sulanması amacı ile kullanılmaktadır.
Su Koruma Havzası: Datça’nın tek tatlı su kaynağı olan yeraltı sularının korunabilmesi için Datça ovası havzasının su koruma havzası olarak belirlenmesi gerektiği yine hem belediye hem de MUSKİ tarafından ifade edilmektedir. Koruma havzası, kuyu açma ve işletmeden, havzada kullanılan gübre ve ilaçlara, ve havzanın yapılaşmasına kadar pek çok konuyu etkileyecektir. Koruma havzasına geçiş süreci iyi planlanmalı, bu değişikliklerden olumsuz etkilenecek olanlara seçenekler sunulmalıdır. Bunlardan biri, kuyulardan çekilecek suyun sınırlanması nedeni ile ek su kaynağına ihtiyaç duyacak çiftçilere arıtılmış suyu sulama suyu olarak sağlamak olabilir.
Mevcut durumda kontrolsüz bir şekilde kaçak kuyular açılabilmekte, mevcut kaçak kuyuların işletilmesi engellenememekte, izinli kuyular da emniyetli sınırların çok üzerinde su çekmektedirler.
Su Çalışma Grubu olarak Datça ovası havzasının su koruma havzası olarak belirlenmesini Datça için hayati önemde görmekteyiz.
2 saatten uzun süren çok verimli toplantımız, paylaştıkları bilgiler ve yapıcı yaklaşımları için MUSKİ genel müdürü Baki Ülgen’e, belediye başkanımız Gürsel Uçar’a ve Kent Konseyi başkanı Hayriye Balkan’a çok teşekkür ederiz.

20 Temmuz 2018 Cuma

Deniz Suyundan Tatlı Su Elde Edilmesi

Deniz suyu arıtmanın Datça'nın tatlı su kaynaklarının çeşitlendirilebilmesi için bir alternatif olup olmadığı konusundaki araştırmalarımıza devam ediyoruz. Bu konuda bilgilerine başvurmak üzere Marmaris Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubundan Doç. Dr. Hüseyin Uğur'u Datça'ya davet ettik.
19 Temmuz 2018 perşembe günü öğleden sonrayı deniz suyu arıtma sistemlerinin çeşitli yönlerini konuşarak geçirdik.



Toplantı, Datça’da su kullanımı ve ilgili sıkıntılarla ilgili kısa bir özet halinde bilgilendirme ile başladı.

Bilgilendirme sonrasında Hüseyin Uğur tarafından deniz suyu arıtma ve bağlantılı konular hakkında genel bilgilendirme yapılması ile devam edildi. Bu bilgilendirme sırasında Hüseyin Uğur’un dikkat çektiği konular şunlardı;

  • Deniz suyu arıtma gibi teknolojik gelişimler ile doğrudan bağlantılı alanlarda, üzerinde konuşulan bilginin güncel olması çok önemlidir. Maliyet ve teknolojik uygulama ile ilgili bilgilerin 3-5 yıl öncesine ait olmaması, en güncel şekilde takip edilmesi gerekir.
  • Ortalama 2-3 yılda bir temel teknolojik değişimler ve ortalama 5 yılda bir %20 fiyat azalması yaşandığı düşünüldüğünde, yapılacak arıtma tesisinin tüm ihtiyacı tek seferde sağlayacak şekilde değil, zaman içinde ihtiyaca göre ve güncel olanak ve maliyetlerle büyüyecek şekilde yapılması gerekir.
  • Deniz suyu arıtma konusunda iki temel eleştiri alanı olduğu görülür. Bunlar;
    • Talebin düşük olması sebebiyle Ar-ge maliyetlerinin güncel maliyetler üzerinde etkisinin yüksek olması. (Yerel üretim ve ar-ge ile bu etkiyi yok etmek mümkün)
    • Denizden çekilen suyun %50’si arıtılmış su haline gelirken, geri kalan %50’nin tuzluluk oranı yükseltilmiş su olarak denize geri verilmesi. (oluşan atık suyu denize vermek yerine işlemek için ek tesis kurulması mümkün)
  • Diğer yandan deniz suyu arıtma ile su temini konusunu öne çıkaran avantajlar ise şu şekilde;
    • Modüler bir sistem olması. Bu sayede yer ve kapasite seçiminde 30-50 yıllık planlama çalışmaları yerine daha kısa vadeli ve düşük maliyetli çözümleri adımlar halinde harekete geçirmek mümkün.
    • Küçük modüller ile yerinde çözümler üreterek taşıma hattı maliyetlerinden kurtulmak mümkün.
    • Yoğun enerji ihtiyacı olan bir sistem olmasına karşın, bölgemizde güneş ve rüzgar ile bu maliyeti tek seferlik bir yatırım ile azaltmak mümkün.
    • Datça suyunun yüksek sertliğini bir avantaj olarak kullanıp, arıtmadan çıkan suyu belirli oranda mevcut su ile karıştırarak kullanıp, ek mineral katkı maliyetlerinden kurtulmak mümkün.
  • Deniz suyu arıtma konusunda en temel maliyet etkeni olan  ‘membran’ı ucuzlatmak ve sistem üzerindeki etkisini azaltmak için yerel üretim konusunda girişimleri hızlandırmak gerektiği konuşuldu.
Hüseyin beyin yaptığı bu bilgilendirme sonrasında, aşağıdaki konular görüşüldü ve kararlar alındı;
  • Datça’nın mevcut su tüketimi ve kısa / uzun vade projeksiyonları konusunda elimizdeki bilgilerin, sunu ve raporla birlikte hüseyin beye iletilmesine.
  • Hüseyin beyin bu bilgilere göre yapacağı değerlendirme sonrasında biraz daha netleşmiş olacak datça – bozburun yarımadaları su sorununu konuşmak üzere daha geniş katılımlı bir toplantıda Datça ve Marmaris kent konseylerinin ilgili çalışma gruplarından üyelerin bir araya getirilmesine.
  • Kısa vadede en önemli sorunlardan biri gibi görünen, kısıtlı datça havzası suyunun betçe tarafına aktarılması için yeni bir isale hattı yapılması konusunda Muski projesinin ne durumda olduğu ve alternatif önerilerin neler olabileceği konusunun çalışılmasına.
  • DSİ’nin baraj önerisine kaynaklık eden nüfus ve kullanım verilerinin temin edilmesine.
  • karar verildi.


18 Temmuz 2018 Çarşamba

Deniz Suyu Arıtmada Türkiye Örnekleri

(Nurcan Kaya İstanbul'dan bildiriyor...)
Deniz suyundan tatlı su elde edilerek Datça'nın tatlı su kaynaklarının çeşitlendirilmesi mümkün mü acaba diye düşünürken bu konuda Türkiye'de ne gibi örnekler var diye araştırmaya başladık.

İstanbul bu konuda incelemelere başlamış. Terkos deniz suyu aritma projesi ile ilgili 2 Subat 2018 Milliyet haberi bu konuya değiniyor.

‘İstanbul’un su ihtiyacı denizden giderilemez’
http://www.milliyet.com.tr/istanbul-un-su-ihtiyaci-denizden-gundem-2602193/

Uzmanların değerlendirmeleri genellikle olumsuz.

İkinci örnek Avşa'dan:

Avşa adası ’deniz suyu’ içiyor
https://www.aksam.com.tr/ekonomi/avsa-adasi-deniz-suyu-iciyor/haber-220023

Sistem ile ilgili özet bilgiler şöyle:
Adaların başka bir su kaynağı yok. 2008 yılında İller Bankası ihalesiyle yapılmış. Sistemi Aquamatch diye bir firma kurmuş. Daha sonra bir de Ekinlik adasına kurmuşlar.
Avşa'daki 4000 ton/gün
Ekinlik'teki 300 ton/gün

Öğrendiğimize göre:
Avşa'nın nüfusu yaz aylarında 100 bine yaklaşıyor (önemli bir kısmı günübirlik ziyaretçiler). Ters ozmoz%50 verimle çalışıyor. 8000 ton alıp 4000 ton üretiyorlar. Şu anda 1.8 TL'den satıyorlar ancak maliyet  5 TL.'nin çok üzerinde. Ama Büyükşehir belediyesi'nin fiyat politikası nedeniyle ucuz veriyorlar.

Membranların  üç  yılda bir değişmesi gerekiyor. Membranlar her yıl yüzde 10 kayba uğruyor. Yani 4000 ton/gün ilk yılın sonunda 3600 ton/gün oluyor.
Membranlar için her üç yılda bir ihale açiliyor ve yurt dışından getiriliyor.
En son ihale 1 milyon TL.

Avşa'da 2500 tonluk depo kullanılıyor.
Hiç bir tarımsal faaliyet yok. Turizm ağırlıklı.
Turistik isletmelerin % 30'unun alçak sezonda doldurdukları büyük depoları var.