ÖNSÖZ

Her geçen gün etkisini daha belirgin bir şekilde hissettiğimiz küresel iklim değişikliğinin en önemli sonuçlarından birisi, kullanılabilir t...

21 Temmuz 2018 Cumartesi

MUSKİ Ziyaretimiz


Katılanlar: MUSKİ Genel Müdürü Baki Ülgen, Datça Belediye başkanı Gürsel Uçar, Datça Kent Konseyi Başkani Hayriye Balkan, Datça Kent Konseyi Su Çalışma Grubu
Datça Kent Konseyi Su Çalışma Grubu olarak 20 Temmuz 2018 tarihinde Datça belediye başkanı Gürsel Uçar ve Datça Kent Konseyi başkanı Hayriye Balkan ile birlikte MUSKİ Genel Müdürü Baki Ülgen’i ziyaret ettik.

Datça’da tek tatlı su kaynağımız olan akiferimiz (yeraltı depomuz) tehlikeli bir şekilde boşaldığından ve kuyularda kurumalar ve tuzlanmalar başladığından, gündemimizde su kaynağımızı korumak için alınabilecek çeşitli tedbirler vardı.
Kademeli Fiyatlandırma: Bu tedbirlerin en önemlilerinden olarak gördüğümüz “su tüketiminin azaltılabilmesi için kademeli fiyatlandırma” konusunda Baki Ülgen daha önceki uygulama hakkında bilgi verdi. Daha önce yaptıkları analizlerden çıkan sonuca göre Muğla’da her hanede ortalama 2.9 kişi yaşıyor. Ortalama tüketim 12 ton/ay. Şebekeye verilen 120 milyon m3’ün 70 milyon m3’ü sulamada kullanılıyor. Bu bilgiler baz alınarak hazırlanan tarifelere karşı 2016’da 4 ayrı dava açıldı. İdare mahkemesi yürütmeyi durdurdu. Şu anda kademeli fiyatlandırmaya geçebilmek olası görünmüyor.
Ayrıca su tüketiminde tüketimi azaltmanın önündeki en büyük engellerden biri de köy yerleşim yerlerinde uygulanan aşırı indirimli fiyatlar. Bunlardan köy yerleşim yerlerinde yer alan büyük oteller de faydalanıyorlar.
Su Çalışma Grubu olarak önerimiz, bu bilgiler ışığında tüketimi azaltacak yönde fiyat ayarlamalarının yapılabilmesi için aşağıdakilere benzer formüllerin araştırılması:
  • MUSKİ’nin bahçe sulama için abonelerle yaptığı sözleşme konut sözleşmesinin aynısı olduğundan, atık su bedeli almama uygulaması terk edilerek bahçe sulamanın daha pahalı hale getirilmesi ile bahçelerde yöreye daha uygun bitkilerin kullanılması teşvik edilebilir.
  • Kademeli fiyat uygulaması yerine ilk 10-12 ton suyun fiyatında bir indirime gidilerek (ör: atık su bedeli alınmaması yöntemi ile) az tüketim özendirilebilir. MUSKİ’nin gelir kaybı yaşamaması için normal su fiyatı zamlandırılabilir.
Toplantıda konutlarda gri su kullanımı ve yağmur suyu hasadına da değinildi. Belediye başkanı Gürsel Uçar, bu konunun Datça’daki konutlar için önemli olduğuna dikkat çekti.
Baraj: Görüş alışverişi yapılan konulardan biri Datça’nın tatlı su kaynaklarının bir baraj ile desteklenmesi idi. Aynı zamanda Havza Koruma Kurulu üyesi olan MUSKİ genel müdürü Baki Ülgen bu konuda bazı detaylar paylaştı: Şu andaki bilgiler ışığında Bördübet’teki baraj olasılığı azalmış görünüyor. DSİ bu sonuçlara bakarak orta ve uzun vadede Hisarönü alternatifini gündeme almıştır. Halihazırda yıllarca sürecek ölçüm çalışmalarına yeni başlanan barajın yapımına karar verilse bile 10 yıldan önce faaliyete geçmesi mümkün görülmemektedir.
Değerlendirilmekte olan diğer bir alternatif de, Datça ve Bozburun’a isale hatları ile, Köyceğiz tarafında yapımı düşünülen barajdır. Betçe’nin su dağıtımı sorununun çözülebilmesi için teknik şartname hazırlanmakta olup yakında ihale gerçekleştirilecektir. 2018 sonbaharında yapımına başlanması beklenen proje, ÇED’e tabi olmayıp, gerekli izinlere sahiptir. İlk aşamada 48 lt/sn su taşıyacak olan sistem 50 yıl sonraki 80 lt/sn kapasiteyi de destekleyecek durumda olacaktır. Dağıtım sistemi, gelecekte Datça’ya barajdan gelecek olan suyu dağıtacak şekilde sisteme bağlanabilecektir.
Deniz suyu arıtma: Deniz suyu arıtma tesis maliyeti her geçen yıl düşmekte, ayrıca Datça’nın bu sistemlerin gerektirdiği yüksek enerjiyi rüzgar ve güneşten elde edebilecek olması bir avantaj haline gelmektedir.
MUSKİ, MUĞLA genelinde 5 ters ozmos tesis çalıştırmaktadır. Bunlardan 1 tanesi Datça’da Palamutbükü’ne tuzlanmış olan kuyunun suyunu arıtarak vermektedir. MUSKİ Datça’daki kuyularda tuzlanma ilerledikçe (>2500) kuyular için ters ozmos arıtma tesislerinin kurulması gerekeceğini söylemektedir. Tuzlanan kuyulardaki tuz oranı deniz suyuna göre çok daha düşük olduğundan bu tesislerin işletilmesi deniz suyunun arıtılmasına göre daha ucuz olacaktır ancak bu şekilde akiferin tuzlanmasının önüne geçilemeyecektir. Datça gibi su sıkıntısı çeken Bozburun-Taşlıca bölgesi için bir deniz suyu arıtma projesi planlanmaktadır.
Su Çalışma Grubu olarak akiferin korunabilmesi için kuyulardan ancak tuzlanmaya neden olmayacak kadar su çekilmeli diyor, Datça’nın su kaynaklarının çeşitlendirilebilmesi ve akiferin tehlikeli bir şekilde boşalmasının engellenmesi için deniz suyu arıtmanın ciddi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Datça Atıksu Arıtma Tesisinin Suyunun Geri Kazanımı: Arıtma tesisi halen günde 5000 tona varan miktarda suyu günlük olarak arıtıp denize vermektedir. Bu suyun sulamaya kazandırılması büyük bir kazanım olacaktır. Arıtma suyunun sulamada kullanılması için şu andaki filtrasyona ek olarak UV ve mekanik filtre takılması gerekmektedir. Hem MUSKİ hem de Datça Belediyesi, bu projenin Datça’nın su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı açısından çok önemli olduğu konusunda hemfikirdir. Arıtma suyunun deşarj suyu, depolanarak sulama suyu olarak kullanılabilir.
Proje aynı zamanda tarımsal sulama yerine orman alanlarının sulanması ve fazlası ile akiferin beslenmesi amacıyla da tasarlanabilir.
Muğla’da arıtılmış su belediye tarafından park ve bahçelerin sulanması amacı ile kullanılmaktadır.
Su Koruma Havzası: Datça’nın tek tatlı su kaynağı olan yeraltı sularının korunabilmesi için Datça ovası havzasının su koruma havzası olarak belirlenmesi gerektiği yine hem belediye hem de MUSKİ tarafından ifade edilmektedir. Koruma havzası, kuyu açma ve işletmeden, havzada kullanılan gübre ve ilaçlara, ve havzanın yapılaşmasına kadar pek çok konuyu etkileyecektir. Koruma havzasına geçiş süreci iyi planlanmalı, bu değişikliklerden olumsuz etkilenecek olanlara seçenekler sunulmalıdır. Bunlardan biri, kuyulardan çekilecek suyun sınırlanması nedeni ile ek su kaynağına ihtiyaç duyacak çiftçilere arıtılmış suyu sulama suyu olarak sağlamak olabilir.
Mevcut durumda kontrolsüz bir şekilde kaçak kuyular açılabilmekte, mevcut kaçak kuyuların işletilmesi engellenememekte, izinli kuyular da emniyetli sınırların çok üzerinde su çekmektedirler.
Su Çalışma Grubu olarak Datça ovası havzasının su koruma havzası olarak belirlenmesini Datça için hayati önemde görmekteyiz.
2 saatten uzun süren çok verimli toplantımız, paylaştıkları bilgiler ve yapıcı yaklaşımları için MUSKİ genel müdürü Baki Ülgen’e, belediye başkanımız Gürsel Uçar’a ve Kent Konseyi başkanı Hayriye Balkan’a çok teşekkür ederiz.

20 Temmuz 2018 Cuma

Deniz Suyundan Tatlı Su Elde Edilmesi

Deniz suyu arıtmanın Datça'nın tatlı su kaynaklarının çeşitlendirilebilmesi için bir alternatif olup olmadığı konusundaki araştırmalarımıza devam ediyoruz. Bu konuda bilgilerine başvurmak üzere Marmaris Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubundan Doç. Dr. Hüseyin Uğur'u Datça'ya davet ettik.
19 Temmuz 2018 perşembe günü öğleden sonrayı deniz suyu arıtma sistemlerinin çeşitli yönlerini konuşarak geçirdik.



Toplantı, Datça’da su kullanımı ve ilgili sıkıntılarla ilgili kısa bir özet halinde bilgilendirme ile başladı.

Bilgilendirme sonrasında Hüseyin Uğur tarafından deniz suyu arıtma ve bağlantılı konular hakkında genel bilgilendirme yapılması ile devam edildi. Bu bilgilendirme sırasında Hüseyin Uğur’un dikkat çektiği konular şunlardı;

  • Deniz suyu arıtma gibi teknolojik gelişimler ile doğrudan bağlantılı alanlarda, üzerinde konuşulan bilginin güncel olması çok önemlidir. Maliyet ve teknolojik uygulama ile ilgili bilgilerin 3-5 yıl öncesine ait olmaması, en güncel şekilde takip edilmesi gerekir.
  • Ortalama 2-3 yılda bir temel teknolojik değişimler ve ortalama 5 yılda bir %20 fiyat azalması yaşandığı düşünüldüğünde, yapılacak arıtma tesisinin tüm ihtiyacı tek seferde sağlayacak şekilde değil, zaman içinde ihtiyaca göre ve güncel olanak ve maliyetlerle büyüyecek şekilde yapılması gerekir.
  • Deniz suyu arıtma konusunda iki temel eleştiri alanı olduğu görülür. Bunlar;
    • Talebin düşük olması sebebiyle Ar-ge maliyetlerinin güncel maliyetler üzerinde etkisinin yüksek olması. (Yerel üretim ve ar-ge ile bu etkiyi yok etmek mümkün)
    • Denizden çekilen suyun %50’si arıtılmış su haline gelirken, geri kalan %50’nin tuzluluk oranı yükseltilmiş su olarak denize geri verilmesi. (oluşan atık suyu denize vermek yerine işlemek için ek tesis kurulması mümkün)
  • Diğer yandan deniz suyu arıtma ile su temini konusunu öne çıkaran avantajlar ise şu şekilde;
    • Modüler bir sistem olması. Bu sayede yer ve kapasite seçiminde 30-50 yıllık planlama çalışmaları yerine daha kısa vadeli ve düşük maliyetli çözümleri adımlar halinde harekete geçirmek mümkün.
    • Küçük modüller ile yerinde çözümler üreterek taşıma hattı maliyetlerinden kurtulmak mümkün.
    • Yoğun enerji ihtiyacı olan bir sistem olmasına karşın, bölgemizde güneş ve rüzgar ile bu maliyeti tek seferlik bir yatırım ile azaltmak mümkün.
    • Datça suyunun yüksek sertliğini bir avantaj olarak kullanıp, arıtmadan çıkan suyu belirli oranda mevcut su ile karıştırarak kullanıp, ek mineral katkı maliyetlerinden kurtulmak mümkün.
  • Deniz suyu arıtma konusunda en temel maliyet etkeni olan  ‘membran’ı ucuzlatmak ve sistem üzerindeki etkisini azaltmak için yerel üretim konusunda girişimleri hızlandırmak gerektiği konuşuldu.
Hüseyin beyin yaptığı bu bilgilendirme sonrasında, aşağıdaki konular görüşüldü ve kararlar alındı;
  • Datça’nın mevcut su tüketimi ve kısa / uzun vade projeksiyonları konusunda elimizdeki bilgilerin, sunu ve raporla birlikte hüseyin beye iletilmesine.
  • Hüseyin beyin bu bilgilere göre yapacağı değerlendirme sonrasında biraz daha netleşmiş olacak datça – bozburun yarımadaları su sorununu konuşmak üzere daha geniş katılımlı bir toplantıda Datça ve Marmaris kent konseylerinin ilgili çalışma gruplarından üyelerin bir araya getirilmesine.
  • Kısa vadede en önemli sorunlardan biri gibi görünen, kısıtlı datça havzası suyunun betçe tarafına aktarılması için yeni bir isale hattı yapılması konusunda Muski projesinin ne durumda olduğu ve alternatif önerilerin neler olabileceği konusunun çalışılmasına.
  • DSİ’nin baraj önerisine kaynaklık eden nüfus ve kullanım verilerinin temin edilmesine.
  • karar verildi.


18 Temmuz 2018 Çarşamba

Deniz Suyu Arıtmada Türkiye Örnekleri

(Nurcan Kaya İstanbul'dan bildiriyor...)
Deniz suyundan tatlı su elde edilerek Datça'nın tatlı su kaynaklarının çeşitlendirilmesi mümkün mü acaba diye düşünürken bu konuda Türkiye'de ne gibi örnekler var diye araştırmaya başladık.

İstanbul bu konuda incelemelere başlamış. Terkos deniz suyu aritma projesi ile ilgili 2 Subat 2018 Milliyet haberi bu konuya değiniyor.

‘İstanbul’un su ihtiyacı denizden giderilemez’
http://www.milliyet.com.tr/istanbul-un-su-ihtiyaci-denizden-gundem-2602193/

Uzmanların değerlendirmeleri genellikle olumsuz.

İkinci örnek Avşa'dan:

Avşa adası ’deniz suyu’ içiyor
https://www.aksam.com.tr/ekonomi/avsa-adasi-deniz-suyu-iciyor/haber-220023

Sistem ile ilgili özet bilgiler şöyle:
Adaların başka bir su kaynağı yok. 2008 yılında İller Bankası ihalesiyle yapılmış. Sistemi Aquamatch diye bir firma kurmuş. Daha sonra bir de Ekinlik adasına kurmuşlar.
Avşa'daki 4000 ton/gün
Ekinlik'teki 300 ton/gün

Öğrendiğimize göre:
Avşa'nın nüfusu yaz aylarında 100 bine yaklaşıyor (önemli bir kısmı günübirlik ziyaretçiler). Ters ozmoz%50 verimle çalışıyor. 8000 ton alıp 4000 ton üretiyorlar. Şu anda 1.8 TL'den satıyorlar ancak maliyet  5 TL.'nin çok üzerinde. Ama Büyükşehir belediyesi'nin fiyat politikası nedeniyle ucuz veriyorlar.

Membranların  üç  yılda bir değişmesi gerekiyor. Membranlar her yıl yüzde 10 kayba uğruyor. Yani 4000 ton/gün ilk yılın sonunda 3600 ton/gün oluyor.
Membranlar için her üç yılda bir ihale açiliyor ve yurt dışından getiriliyor.
En son ihale 1 milyon TL.

Avşa'da 2500 tonluk depo kullanılıyor.
Hiç bir tarımsal faaliyet yok. Turizm ağırlıklı.
Turistik isletmelerin % 30'unun alçak sezonda doldurdukları büyük depoları var.

1 Temmuz 2018 Pazar

Datça Yarımadasında Su Durumumuz Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Datça’da suyumuz bol

Datça yarımadası tipik Akdeniz iklimini yaşar. Yıllık potansiyel buharlaşması yıllık aldığı yağıştan fazladır. Yaklaşık 6 ay boyunca 1 damla bile yağmur yağmaz. Kullanılabilecek tek ciddi tatlı su kaynağı yarımadanın ortasındaki (Kızlan/Reşadiye/Karaköy) akiferde (yeraltında suyun depolandığı geniş geçirgen topraklı, çakıllı alanlar) yıllık yağışlardan birikir ve oldukça sınırlıdır.  Datça’nın şu andaki tüketimi ile bu depo ne yazıkki tehlikeli bir şekilde boşalmakta olup alarm vermeye başlamıştır.

Suyumuz Muğla tarafından yeraltından geliyor, buralara yağmur yağmasa da o taraflara yağdıkça bizim yeraltı suyumuz besleniyor

Datça’da yeraltı suyumuz sadece bizim aldığımız yağışlarla beslenmektedir. Yörenin hidrojeolojik yapısı etraftan tatlı su beslenmesine izin vermemektedir.

Daha derinlerde tükenmez su varmış, kuyuları 50-100 metre daha derinleştirsek problem kalmaz

Dartça yarımadası neredeyse her tarafından deniz ile çevrili durumdadır. Bu tür coğrafyalarda yeraltı suyu 2 katmandan oluşuyor. Üstte mercek şeklinde tatlı su ile doymuş toprak katmanı ve altında tuzlu su ile doymuş katman. Kuyular belli bir derinlikten daha fazlasına eriştiğinde tuzlu su çekmeye başlayacaktır.

Son yıllarda yaşanan susuzluğun nedeni yağışların azalması, yağışlar bollaşırsa su sorunu çözülür

İklim değişikliği ile yağışlar bölgemizde azalmaya devam edecek. Ancak 1970 yılından beri Meteoroloji tarafından tutulan yağış verileri göstermektedir ki yaşadığımız susuzluğun ana nedeni yağışların azalması değil, artan tüketime bağlı olarak akiferden (yeraltı deposu) yıllık olarak yenilenebilecek olanın çok üzerinde su çekilmesidir. Tüketim kontrol edilemezse çok yağışlı yıllar bile durumu düzeltmeye yetmeyecektir.

MUSKİ’nin daha fazla kuyu açarsa su kesintine gerek kalmaz, sorun çözülür

MUSKİ tarafından açılan tüm kuyular ayni akiferden (yeraltı deposu) su çekmektedir. Bu bir tencereden farklı pipetlerle su çekmeye benzer. Eklenecek her pipet tenceredeki suyun daha hızlı tükenmesine yol açacaktır.

Su tasarrufu yapmaya gerek yok, baraj yapılırsa sorun hallolur

DSİ Datça’nın su sorununu uzun vadede çözmek için baraj etüdlerine başlamış durumdadır. Ancak henüz ilk adım olan akış debileri ölçümleri yapılmalktadır. İlgili kurumlardan aldığımız bilgilere göre barajın ve su taşıma hatlarının devreye girerek Datça’ya suyun ulaşmasına 10-15 yıl zaman vardır. Kısa ve orta vadede mevcut kaynaklarımızı daha akıllıca kullanacak şekilde bir su yönetimi şarttır.

Etrafımız deniz, neden deniz suyunu arıtmıyoruz?

Deniz suyunun arıtılması gelecekte büyük olasılıkla çözüm paketinin bir parçası olacaktır. Ancak henüz çok pahalı ve enerji yoğun bir alternatiftir. Kısa ve orta vadede yeraltı sularımızı doğru kullanmalıyız.

Benim kendi kuyum var, Datça’daki su sorunu beni ilgilendirmiyor.

Belli bir yörede açılan tüm kuyular aslında aynı akifere erişmektedir. Akiferlerin şekilleri düzgün dikdörtgen havuzlar şeklinde değildir. Kimi yerlerde bir elin parmakları gibi, kimi yerlerde farklı derinliklerde olabilir. Bu yüzden yanyana açılan kuyuların bazıları daha yüzeyde su bulmakta bazıları ise kuru çıkmaktadır. Bu da her kuyunun kendi kaynağına eriştiği gibi bir yanılsama yaratmaktadır. Sonuç olarak hepimizin aynı kaynaktan su aldığımız unutulmamalıdır.

Benim kuyum deniz kıyısında, herkesin suyu tükense benimki tükenmez

Deniz kıyısındaki kuyular su tablasının en düşük kotlarında yer aldıklarından gerçekten de en son suyun tükeneceği kuyulardır ancak bu kuıyuları çok daha büyük bir tehlike beklemektedir. Kıyılarda tatlı suyla doymuş toprağın hemen öteki tarafında çok daha büyük tuzlu su kütlesi ile doymuş toprak bulunmaktadır. Tuzlu suyun içeriye doğru ilerlemesini durduran tek şey karşısındaki tatlı sudur. Bu su eğer kıyılardaki kuyular tarafından çelilmeye devam ederse tuzlu su yaratılan boşluğa doğru ilerleyecektir. Datça’nın kıyılarındaki kuyularda tuzlanma başlamış ve hızla ilerlemektedir. Tuzlanan bir akiferin temizlenmesi insan ömrüne göre çok uzun yıllar alacaktır.

Benim küçük bir bahçem var, asıl tarımda çok su tüketiliyor

Datça yarımadasında tarımsal üretim şu andaki haliyle iklim şartlarına uygun değildir ve gerek su tüketimi gerekse pestisid kullanımı açısından hızla daha uygun ürün desenlerine geçiş yapılmalıdır. Suyu akılcı bir şekilde kullanarak kendi gıdasını üretebilmek her yörenin hedefi olmalıdır. Gıda üretiminin ikincil olduğu ev bahçelerinde seçilen yöreye uygun olmayan bitkiler ve yanlış sulama ve bakım rejimleri ev bahçelerini de suyun ve pestisitlerin çok tüketildiği yerler haline getirmektedir. Ev bahçelerinin yapısal olarak ve bitki seçim ve bakımı açısından Datça’nın iklimine uygun hale getirilmesi çok önemlidir. Amaç bitkilerin çoğunun sulamaya ihtiyaç duymayacak türlerden seçilmesi, kalanlarının da olabildiğince evin kirli olmayan kullanım suları (gri su) ile sulanabilmesidir.

Evdeki su tüketimini azaltmak için yapacaklarım bir işe yaramaz çünkü asıl büyük tüketim otellerde

Turistik tesisler için su bir gider kalemidir ve normalde su tüketimini azaltmak için gerekli tedbirleri almaktadırlar. Ayrıca Datça’daki yatak kapasitesinin fazla büyük olmadığı gözönünde bulundurulursa su tüketiminde aslan payının konutlar olduğu ortaya çıkacaktır. Evlerde ve bahçelerde alınacak tedbirlerle su tüketimini neredeyse yarıya düşürmek mümkündür.

Yeraltı suyumuz yağışlarla beslendiğinden bunu artırmak için bizim elimizden birşey gelmez

Datça’da yağmurlar kısa bir dönemde ve çok şiddetli yağdığından suyun toprak tarafından emilmesi zorlaşmakta, suyun önemli bir kısmı erozyon ile birlikte denize kaybedilmektedir. Yağmur suyunun toplanabilmesi ve toprağa emiliminin artırılabilmesi için geniş ölçekte uygulanabilecek pek çok teknik vardır. Orman işletmesi ve belediyenin önderliğinde yarımadaya düşen yağışın daha büyük bir kısmının akiferi besleyebilmesi için gerekli hafriyat projeleri hayata geçirilmelidir.

Yağmur suyu hasadı işe yaramaz çünkü asıl suya ihtiyaç olan yazın biriktirilen su bitmiş olur

Yağmur suyunun kullanılmasında ilk akla gelen gölet ve baraj gibi çözümler iklimsel olarak Datça için uygun değildir çünkü buharlaşma yoluyla suyunu hızla kaybedecektir. Yağmur suyunun toprak tarafından hızla emilerek hem akiferi beslemesi hem de yeraltı su tablasının yükselmesi sağlanabilir. Su tabakası yükseldikçe derin köklü ağaç ve çalılar su ihtiyacını kendileri karşılayacaklardır. Akifere fazladan aktarılmış olan su ise kuyularımızın ömrünü uzatacaktır.