2. Datça’nın Jeolojik, Hidrolojik, ve Hidrojeolojik İncelenmesi
2.1. Giriş
Gerek coğrafik gerek iklimsel olarak tipik bir Ege adası
özellikleri gösteren Datça yarımadasında su sadece sınırlı bir yeraltı deposuna
sıkışmış durumdadır.
Gözümüzle göremediğimiz bu yeraltı suyu ne yazık ki
hiçbir bilimsel temeli olmayan pek çok rivayetin, efsanenin türemesine neden
olmuştur. Bu efsanelerde olduğu gibi altımızda çok zengin göller, uzaklardan,
anakaradan bu tarafa doğru gelen yeraltı nehirleri ne yazık ki yoktur.
Yarımadanın ortasında yer alan ve iki tarafında
yükseltilerle sınırlanmış olan Datça grabeni (çöküntüsü) yaklaşık olarak Karaköy, Reşadiye ve Kızlan’ı
içine almakta ve yarımadanın ana akiferini (yeraltı su deposunu)
oluşturmaktadır. Pek çok bilimsel raporun tekrar tekrar ortaya koyduğu gibi
Datça’da ihmal edilebilir birkaç su pınarını ve yarımadaya serpiştirilmiş küçük
kapasiteli diğer akiferleri bir kenara bırakırsak ana su kaynağımız bu akiferde
depolanmıştır.
Raporda detayları verildiği gibi bu depoyu dolduran tek
kaynak yıllık yağışlardır. Çoğu geçirimsiz, bir kısmı yarı geçirimli, bir kısmı
da geçirimli jeolojik yapılar yağışın bir kısmını akifere yönlendirirken hatırı
sayılır bir kısmı buharlaşma ve terleme ile kaybedilmektedir. Yeraltındaki suyun yine büyük bir bölümü yeraltından
denize boşalmaktadır. Bu sınırlı yeraltı
deposu, her sene eklenen çoğu denetimsiz su kuyuları ile giderek daha hızlı
boşaltılmakta, yağışlarla eklenen su, tüketimi karşılayamadığından su seviyesi
her sene daha aşağıya düşmektedir.
Yerleşim yerlerindeki nüfus artışı, tarım ve turizmin
gelişmesiyle yeraltısuyu işletme miktarının artacağı, uzun vadede bu havzadaki
su potansiyelinin yeterli olmayacağı ve üretimin beslenmenin üzerine çıkması
durumunda kıyılarda başlamış olan deniz suyu girişiminin daha da artacağı
anlaşılmaktadır. Şehir merkezi, Mesudiye ve Palamutbükü’ndeki sahillerde, kuyu
sahibi turistik tesislerle yapılan görüşmelerimizin sonucu bu öngörüyü doğrular
niteliktedir. Azalan yeraltı sularının etkileri daha derin açılmak zorunda
kalınan yeni kuyularda, pompaları daha derine indirilmek zorunda kalınan eski
kuyularda, kuruyan kuyularda ve hatta
Datça ovasının arkasındaki tepelerde kuruyan yerel bitki örtüsünde
hissedilmektedir.
Bu seviye düşüşü yanlış bir şekilde yağışların son
yıllarda azalması ile açıklanmaya çalışılmaktadır.
Şekil 2.1’deki grafikten de görüldüğü gibi yağışlarda
1970 yılından beri tutulan verilere bakılırsa yağışlar azalmadığı gibi bir
miktar artış dahi söz konusudur. Buna rağmen giderek azalan yeraltı suyunun tek
açıklaması yıllık yağışlarla eklenen sudan daha fazlasının çekilmekte
olduğudur.
Bu bölüm hazırlanırken T.C. Çevre Bakanlığı ÖÇKB’nın 2001
yılında hazırlamış olduğu “Datça-Bozburun ÖÇK Bölgesi Su Kaynakları Yönetimi
Sonuç Raporu”[1] ve T.C.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün
2014 yılında hazırladığı “Datça-Bozburun ÇDP Araştırma Raporu”[2]
kaynak olarak kullanılmıştır.
2.2.
Datça’daki Su Dağılımı
Datça Meteoroloji Müdürlüğü verilerine göre Datça
yarımadasında
ortalama yağış 685,6 mm/yıldır. Datça yarımadasında yeraltına süzülme 53,0x106
m3/yıl, kaynak ve kuyularla boşalım 12,3x106m3/yıl
ve yeraltından denize boşalım 40,7x106 m3/yıl, Datça
ovası su havzasında ise yağıştan beslenme 15,0x106 m3/yıl,
kuyu ve kaynaklardan boşalımın 9,2x106 m3/yıl ve
yeraltından denize boşalımın 5,8x106 m3/yıl olduğu
hesaplanmıştır[3].
Bugün, Datça ilçesi ve mahallelerinde son bir kaç senenin
kurak meteorolojik şartları ve nüfus artışına bağlı olarak tatlı su ihtiyacı
ortaya çıkmış ve 2017 yaz aylarında başta Datça merkez olmak üzere pekçok
mahallesinde içme ve kullanma suyu kıtlığı yaşanmıştır.
2.3. Datça
Yarımadası’nın Jeolojisi[4]
Datça ve yakın dolayında gözlenen
jeolojik birimlerin en yaşlı olanları, farklı yer ve ortamlarda oluşmuş
kayaçların, büyük tektonik kuvvetlerin etkisiyle birbirlerinin üzerine itilmesi
ve sürüklenerek taşınması (nap) sonucu bugünkü konumlarını kazanmış olan, Marmaris Ofiyolit Napı, Gülbahar Napı ve Bodrum Napı’ından oluşur.
Alttan üste doğru;
Bodrum Napı; Dolomit (TRJk),rekristalize
kireçtaşı, mermer, çörtlü mermer bloklu fliş (Kka),kumtaşı-kiltaşı ara düzeyli dolomit-kireçtaşı (TRJg),kalsitürbidit,mikrit ve çörtlü
mikrit (Kg) kaya birimlerinden
oluşmaktadır.
Gülbahar Napı;Bazik volkanik kayaçlar (TRçö),
birbirleri ile grift kumtaşı-kiltaşı-kireçtaşı(TRo),yine birbirleri ile grift halde bulunan radyolarit, çört,
şeyl, kalsitürbidit, mikrit ve çörtlü mikritlerden (JKo) oluşmaktadır.
Marmaris Ofiyolit Napı; peridotit (Kmo) ve
melanj-olistostrom’dan (Kkzm)
oluşmaktadır.
Bu napları oluşturan birimler,
Triyas-Kretase yaş aralığında oluşmuş kayaçlardır. Napların üzerinde, Eosen
yaşında, ofiyolitlerden türeme karasal kökenli konglomera (Tebe) ve denizel kökenli kumtaşı-kiltaşı-silttaşı ve çakıltaşı’ndan
(Tev) oluşan birimler
yeralır.Bölgede daha üstte Miyosen yaşında, çakıltaşı, kumtaşı ve çamurtaşları (Tmke) gözlenir. Datça yöresinde Pliyosen, karasal kökenli (Plyık) ve
denizel kökenli (Plyıd) konglomera, kumtaşı, kiltaşı, marn, kireçtaşı
ve dolomit ile temsil edilmektedir. Bölgede Kuvaterner yaşını temsilen, eski
akarsu çökelleri ve yamaç molozları (Qı),alüvyon-güncel
plaj kumları ve yamaç molozları (Qal)
ile Kos-Nysiros adalarındaki volkanik faaliyetlerden türeme tüf,volkan külü,süngertaşı
(pomza) ve lav parçaları (Qkn)
gözlenmektedir.
Datça-Bozburun yarımadası, bugünkü jeomorfolojik konumuna Üst
Miyosen-Pliyosen'de gelişen son tektonik olaylarla ulaşmıştır. Bu dönem
aralığında bölgede çekme kuvvetleri egemen olmuş ve buna bağlı olarak da D-B
yönlü Gökova ve Hisarönü grabenleri ile KB-GD yönlü Datça grabeni gelişmiştir.
Datça Bölgesindeki önemli faylardan biri Hızırşah batısındaki
Hamzalıdağ fayıdır. Datça grabenini oluşturan faylar doğuda Kızlan fayı ve
batıda Datça fayıdır. Bölgedeki diğer önemli faylar Datça bölümünde KB-GD
doğrultulu Alazeytindağı fayı, D-B doğrultulu Knidos fayı ve Karadağ fayıdır.
Şekil 2.2 – Datça-Bozburun ÖÇKB Jeoloji
Haritası[5]
(C)
Şekil 2.3- Datça yarımadası ve yakın
çevresinin neotektonik durumunu gösterir harita (A), blok diyagram (B)[6]
ve Horst-Graben oluşumunu gösterir blok diyagram (C).
Datça bölgesinde yüzeyleyen jeolojik birimler, yeraltı suları
açısından değerlendirildiğinde, geçirimli birimlerin, geçirimsiz veya yarı
geçirimli birimlerden daha az yüzeysel alan kapladığı görülmektedir. Bu
jeolojik birim dağılımı ve geçirimli birimlerde gelişmiş sarp topoğrafik
koşullar yağış ve yağış sonrası akışa geçen suların yeterince yeraltına
süzülmeden denize ulaşmasına neden olmaktadır. Jeolojik olarak dolomit ve
kireçtaşları (TRJk-TRJg-Kg rumuzlu birimler) ile pliyosen yaşlı alüvyonlar
(Qal) geçirimli birimleri temsil etmektedir. Yarı geçirimli birim, üzerinde
gelişmiş düşük debili kaynakların varlığı ile bilinen Peridotit’tir (Kmo).
Diğer tüm birimler geçirimsiz olup lokal süzülmelerin dışında akifer (yeraltı
su rezervi) oluşturacak nitelikte değildir.
Bölgede, geçmiş jeolojik süreçler boyunca yaşanmış tektonik
faaliyetler kaya birimlerini parçalamış ve geçirimli kaya birimlerinin
birbirleri ile olan hidrolik irtibatını koparmıştır. Tektonizma sırasında (nap
yerleşim sürecinde) geçirimli birimlerin aralarına giren geçirimsiz birimler
nedeniyle, yağış sonrası süzülen sular derinlere ulaşmadan yüzeye çıkmakta veya
buharlaşma etki sınırı içerisinde kalmaktadır. Yeraltı suları açısından,
yöredeki mevcut jeolojik koşullar, yağıştan yeraltına süzülme miktarını
azaltmaktadır.
Akdeniz kuşağında yapılan araştırmalar, genel olarak karstik
kireçtaşı ve dolomitlerde yıllık %40 a kadar ulaşan yağıştan süzülme
miktarının, Datça örneğine benzer alanlarda, %12-15 oranına kadar düştüğünü
kanıtlamıştır. Ayrıca genç tektonik hareketler nedeniyle sarplaşan geçirimli
kireçtaşı ve dolomit birimleri özellikle yarımadanın kuzey kesiminde yağışın
yeraltına yeterince süzülemeden hızla akışa geçmesine neden olmaktadır. Sınırlı
miktarda sızan sular ise yüzeye çıkmadan denizaltı boşalımları yoluyla
yarımadayı terk etmektedir. Bu durum, kuzey kesimlerde herhangi bir kaynak ve
akarsu gözlenmemesinden anlaşılmaktadır.Aynı geçirimli birimler güney sınırları
boyunca kaynaklarla boşalımlarını sürdürmektedir.
Genç tektonik hareketler sonrası gelişmiş Datça ve Hisarönü
grabeninde çökelmiş alüvyonlar (Qal) bölgede en verimli yeraltısuyu rezerv alanlarını
oluşturmaktadır. Datça’nın su ihtiyacı bu birimler içerisinden sağlanmaktadır.
Benzer şekilde yarımadada yer alan kıyı ovalarında ve düzlüklerde çökelmiş
alüvyonlarda da (Qal) yeraltı suyu üretimi devam etmektedir.
Datça Jeolojisi ile ilgili detay bilgiler EK-1 Jeoloji ekinde
görülebilir.
2.4. Datça Yarımadası’nın
Hidrolojisi
2. Datça’nın Jeolojik, Hidrolojik, ve Hidrojeolojik İncelenmesi
2.1. Giriş
Gerek coğrafik gerek iklimsel olarak tipik bir Ege adası
özellikleri gösteren Datça yarımadasında su sadece sınırlı bir yeraltı deposuna
sıkışmış durumdadır.
Gözümüzle göremediğimiz bu yeraltı suyu ne yazık ki
hiçbir bilimsel temeli olmayan pek çok rivayetin, efsanenin türemesine neden
olmuştur. Bu efsanelerde olduğu gibi altımızda çok zengin göller, uzaklardan,
anakaradan bu tarafa doğru gelen yeraltı nehirleri ne yazık ki yoktur.
Yarımadanın ortasında yer alan ve iki tarafında
yükseltilerle sınırlanmış olan Datça grabeni (çöküntüsü) yaklaşık olarak Karaköy, Reşadiye ve Kızlan’ı
içine almakta ve yarımadanın ana akiferini (yeraltı su deposunu)
oluşturmaktadır. Pek çok bilimsel raporun tekrar tekrar ortaya koyduğu gibi
Datça’da ihmal edilebilir birkaç su pınarını ve yarımadaya serpiştirilmiş küçük
kapasiteli diğer akiferleri bir kenara bırakırsak ana su kaynağımız bu akiferde
depolanmıştır.
Raporda detayları verildiği gibi bu depoyu dolduran tek
kaynak yıllık yağışlardır. Çoğu geçirimsiz, bir kısmı yarı geçirimli, bir kısmı
da geçirimli jeolojik yapılar yağışın bir kısmını akifere yönlendirirken hatırı
sayılır bir kısmı buharlaşma ve terleme ile kaybedilmektedir. Yeraltındaki suyun yine büyük bir bölümü yeraltından
denize boşalmaktadır. Bu sınırlı yeraltı
deposu, her sene eklenen çoğu denetimsiz su kuyuları ile giderek daha hızlı
boşaltılmakta, yağışlarla eklenen su, tüketimi karşılayamadığından su seviyesi
her sene daha aşağıya düşmektedir.
Yerleşim yerlerindeki nüfus artışı, tarım ve turizmin
gelişmesiyle yeraltısuyu işletme miktarının artacağı, uzun vadede bu havzadaki
su potansiyelinin yeterli olmayacağı ve üretimin beslenmenin üzerine çıkması
durumunda kıyılarda başlamış olan deniz suyu girişiminin daha da artacağı
anlaşılmaktadır. Şehir merkezi, Mesudiye ve Palamutbükü’ndeki sahillerde, kuyu
sahibi turistik tesislerle yapılan görüşmelerimizin sonucu bu öngörüyü doğrular
niteliktedir. Azalan yeraltı sularının etkileri daha derin açılmak zorunda
kalınan yeni kuyularda, pompaları daha derine indirilmek zorunda kalınan eski
kuyularda, kuruyan kuyularda ve hatta
Datça ovasının arkasındaki tepelerde kuruyan yerel bitki örtüsünde
hissedilmektedir.
Bu seviye düşüşü yanlış bir şekilde yağışların son
yıllarda azalması ile açıklanmaya çalışılmaktadır.
Şekil 2.1’deki grafikten de görüldüğü gibi yağışlarda
1970 yılından beri tutulan verilere bakılırsa yağışlar azalmadığı gibi bir
miktar artış dahi söz konusudur. Buna rağmen giderek azalan yeraltı suyunun tek
açıklaması yıllık yağışlarla eklenen sudan daha fazlasının çekilmekte
olduğudur.
Bu bölüm hazırlanırken T.C. Çevre Bakanlığı ÖÇKB’nın 2001
yılında hazırlamış olduğu “Datça-Bozburun ÖÇK Bölgesi Su Kaynakları Yönetimi
Sonuç Raporu”[1] ve T.C.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün
2014 yılında hazırladığı “Datça-Bozburun ÇDP Araştırma Raporu”[2]
kaynak olarak kullanılmıştır.
2.2.
Datça’daki Su Dağılımı
Datça Meteoroloji Müdürlüğü verilerine göre Datça
yarımadasında
ortalama yağış 685,6 mm/yıldır. Datça yarımadasında yeraltına süzülme 53,0x106
m3/yıl, kaynak ve kuyularla boşalım 12,3x106m3/yıl
ve yeraltından denize boşalım 40,7x106 m3/yıl, Datça
ovası su havzasında ise yağıştan beslenme 15,0x106 m3/yıl,
kuyu ve kaynaklardan boşalımın 9,2x106 m3/yıl ve
yeraltından denize boşalımın 5,8x106 m3/yıl olduğu
hesaplanmıştır[3].
Bugün, Datça ilçesi ve mahallelerinde son bir kaç senenin
kurak meteorolojik şartları ve nüfus artışına bağlı olarak tatlı su ihtiyacı
ortaya çıkmış ve 2017 yaz aylarında başta Datça merkez olmak üzere pekçok
mahallesinde içme ve kullanma suyu kıtlığı yaşanmıştır.
2.3. Datça
Yarımadası’nın Jeolojisi[4]
Datça ve yakın dolayında gözlenen
jeolojik birimlerin en yaşlı olanları, farklı yer ve ortamlarda oluşmuş
kayaçların, büyük tektonik kuvvetlerin etkisiyle birbirlerinin üzerine itilmesi
ve sürüklenerek taşınması (nap) sonucu bugünkü konumlarını kazanmış olan, Marmaris Ofiyolit Napı, Gülbahar Napı ve Bodrum Napı’ından oluşur.
Alttan üste doğru;
Bodrum Napı; Dolomit (TRJk),rekristalize
kireçtaşı, mermer, çörtlü mermer bloklu fliş (Kka),kumtaşı-kiltaşı ara düzeyli dolomit-kireçtaşı (TRJg),kalsitürbidit,mikrit ve çörtlü
mikrit (Kg) kaya birimlerinden
oluşmaktadır.
Gülbahar Napı;Bazik volkanik kayaçlar (TRçö),
birbirleri ile grift kumtaşı-kiltaşı-kireçtaşı(TRo),yine birbirleri ile grift halde bulunan radyolarit, çört,
şeyl, kalsitürbidit, mikrit ve çörtlü mikritlerden (JKo) oluşmaktadır.
Marmaris Ofiyolit Napı; peridotit (Kmo) ve
melanj-olistostrom’dan (Kkzm)
oluşmaktadır.
Bu napları oluşturan birimler,
Triyas-Kretase yaş aralığında oluşmuş kayaçlardır. Napların üzerinde, Eosen
yaşında, ofiyolitlerden türeme karasal kökenli konglomera (Tebe) ve denizel kökenli kumtaşı-kiltaşı-silttaşı ve çakıltaşı’ndan
(Tev) oluşan birimler
yeralır.Bölgede daha üstte Miyosen yaşında, çakıltaşı, kumtaşı ve çamurtaşları (Tmke) gözlenir. Datça yöresinde Pliyosen, karasal kökenli (Plyık) ve
denizel kökenli (Plyıd) konglomera, kumtaşı, kiltaşı, marn, kireçtaşı
ve dolomit ile temsil edilmektedir. Bölgede Kuvaterner yaşını temsilen, eski
akarsu çökelleri ve yamaç molozları (Qı),alüvyon-güncel
plaj kumları ve yamaç molozları (Qal)
ile Kos-Nysiros adalarındaki volkanik faaliyetlerden türeme tüf,volkan külü,süngertaşı
(pomza) ve lav parçaları (Qkn)
gözlenmektedir.
Datça-Bozburun yarımadası, bugünkü jeomorfolojik konumuna Üst
Miyosen-Pliyosen'de gelişen son tektonik olaylarla ulaşmıştır. Bu dönem
aralığında bölgede çekme kuvvetleri egemen olmuş ve buna bağlı olarak da D-B
yönlü Gökova ve Hisarönü grabenleri ile KB-GD yönlü Datça grabeni gelişmiştir.
Datça Bölgesindeki önemli faylardan biri Hızırşah batısındaki
Hamzalıdağ fayıdır. Datça grabenini oluşturan faylar doğuda Kızlan fayı ve
batıda Datça fayıdır. Bölgedeki diğer önemli faylar Datça bölümünde KB-GD
doğrultulu Alazeytindağı fayı, D-B doğrultulu Knidos fayı ve Karadağ fayıdır.
Şekil 2.2 – Datça-Bozburun ÖÇKB Jeoloji
Haritası[5]
2.4.1 Yıllık Yağış
ve Buharlaşma[7]
Datça Meteoroloji Müdürlüğünden alınan verilere
doğrultusunda Datça yarımadasında 1970 yılından beri tutulan meteorolojik
verilere gore ortalama yıllık toplam yağış 685,6 mm. olarak
belirlenmiştir.
P: Ortalama alansal
yıllık yağış (mm): 685,6 mm.
PT: Potansiyel
buharlaşma (mm): 1291,8 mm.
PET: Potansiyel
buharlaşma-terleme (mm) : 950,0 mm.
ET: Gerçek
buharlaşma-terleme (mm): 360,0 mm.
Yılın neredeyse yarısında kayda değer yağış almayan ve
yıllık potansiyel buharlaşma ve terleme değeri yıllık ortalama yağış değerinden
çok fazla olan Datça, kurak bir bölge olarak tanımlanmaktadır.
2.4.2 Su Noktaları[8]
2.4.2.1 Akarsular
Çok
dar bir yapı gösteren ve önemli yükseltilerin doğu-batı ve güneybatı-kuzeydoğu
yönünde oluştuğu bir topografik yapı içinde düzenli akış gösteren büyük dere ve
ırmaklar bulunmamaktadır. Genel olarak dere yataklarında akış, yağışlı
mevsimlerde görülmekte, yaz aylarında dereler tamamen kurumaktadır.
2.4.2.2 İçme ve
Kullanma Suyu Sağlayan Kaynaklar
Datça-Bozburun
Özel Çevre Koruma Bölgesinde yer alan kaynaklar genellikle karstik kaynaklar
özelliğinde olup genellikle ana fay hatları üzerinde bulunmaktadır. Kaynak
debileri genellikle kış aylarında yükselmekte ancak yaz aylarında azalmakta
veya tamamen kurumaktadır.
Datça Bölümü
Hızırşah (Pustular) Kaynağı
Hamzalıdağ fay hattı
boyunca çıkan kaynaklardandır. Kaynak beslenme alanı Karaköy dolomitinin
bulunduğu Hamzalıdağ horstunun kapladığı bölgedir. Kaynak suyu bir isale
hattıyla Hızırşah köyü içme ve kullanma suyu olarak kullanılmaktadır. Kaynak
verdisi 2 l/s düzeyindedir. Kaynakta EC: 300 uS/cm, TDS: 180 mg/l, pH:8,1 ve
sıcaklığı: 18°C'dir. Kaynak kotu 115 m'dir.
Sazak Kaynağı
Hamzalıdağ'ın
doğusundan çıkmaktadır. Beslenme alanı Karaköy dolomitinin bulunduğu Hamzalıdağ
bölgesidir. Kaynak suyu kuraklık nedeniyle 1 l/s ye düşmüştür. Karaköy'de içme
suyu olarak kullanılmaktadır. Kaynakta; EC: 327 uS/cm, TDS: 200 mg/l, pH: 7,6
ve sıcaklığı: 17 °C'dir.
Yazıköy Kaynağı
Yazıköy'ün kuzey
doğusunda kireçtaşlarından çıkmaktadır. Kaptajdan 100 m batıda dere aşağıdaki
pompa istasyonuna buradan da 400 m mesafede köyün batısındaki depoya basılmaktadır. Kaynakta EC:700
uS/cm, TDS: 490 mg/l, pH:7,4 ve sıcaklığı: 19°C ölçülmüştür. Suyun yetersiz
olması ve Knidosa su sağlanması için Köy Hizmetleri tarafından kaynağın 250 m
kuzey batısında Mizingit deresi vadisinde 38 m derinliğinde ve 2 l/s debide
üretim yapan yeni bir kuyu açılmıştır.
Avlana Kaynağı (Mesudiye)
Mesudiye
Avlana mahallesinde Göçgediği formasyonundan boşalan (Kg) kaynak 0.5 lt/sn
debisiyle Avlana çeşmesinden akmaktadır. Ancak çeşmenin hemen üzerinde yerleşim
yeri (evler) bulunmaktadır. Kaynakta NO3:1,760 mg/l olarak ölçülmüştür. Kirlenmenin
özellikle yaz aylarında arttığı anlaşılmaktadır. Kaynakta EC:400 us/cm TDS: 300
mg/l pH: 8,2 T: 19°C Kot:62 m olarak ölçülmüştür.
Datça Kargı Kaynağı (ILICA)
Datça
ilçesi güneyinde denize yakın iki karstik kaynaktan birisidir. Deniz suyu karışımı
(%8,2) nedeniyle suları tuzludur. Beslenme alanı batıda yer alan Karadağ,
Gölgeli dağ ve Mandalya dağı bölgesidir. Beslenme alanında karstik Kayaköy
dolomiti (TRJk) ve yer yer kırıklı çatlaklı Göçgediği formasyonu kireçtaşları
(Kg) ve geçirimsiz Karaböğürtlen formasyonu yeralmaktadır. Kaynak,
kuzeydoğu-güneybatı fay hattından çıkmaktadır. Kaynakta; 5810 u,S/cm, pH: 6,9
ve sıcaklığı: 20°- 26°C ölçülmüştür. Kaynağın debisi 30 l/s düzeyindedir.
Kaynak suyunun ılık ve çözünmüş maddenin fazla olması nedeniyle eski dönemlerde
ılıca olarak kullanılmıştır. Kargı kaynak suyu Datça ilçesinde kullanma suyu
olarak önceki yıllarda alınmış, ancak yüksek tuzluluk ve borularda aşındırıcı
(korozif) etkisi nedeniyle kullanılamamıştır.
Datça Ilıca Kaynağı:
Datça'nın
güneyinde Ilıca mevkiinde karstik kireçtaşlarından boşalan bol debili (60 l/s)
kaynaktır. Çevresine bir set yapılarak küçük bir göl haline getirilmiş olup,
gölün yakın bölümünde yoğun olmak üzere geniş bir alandan boşalım vardır.
Beslenme alanında Alazeytin Dağı ve Karadağ bölgesi olup bu alanda karstik
Kayaköy dolomiti (TRJk) ve kırıklı çatlaklı Göçgediği formasyonu (Kg) ve
geçirimsiz Karaböğürtlen formasyonu (Kka) bulunmaktadır. Kaynak, doğu batı
doğrultulu Karadağ fayının doğu bölümünden kuzey-güney doğrultulu fay hattından
çıkmaktadır. Kaynakta; EC: 17400 S/cm, pH: 7,4 ve sıcaklığı: 20-32°C'dir.
Sıcaksu göl kenarı ve tabanından kaynadığı için gölsuyu boşaltılmadan sağlıklı
ölçüm yapılamamaktadır. Kaynağın suyu deniz suyu karışımı nedeniyle (% 26,3)
Datça Kargı kaynağına göre daha tuzludur.
Serpantin Kaynağı:
Datça-Marmaris yolu
üzerinde Kovanlık altı mevkiindedir. Marmaris ofiyolitindeki serpantinlerden
çıkmaktadır. Yağışlı mevsimde yüksek debide (10 l/s) kurak mevsimde ise 1 l/s
den daha az debisi vardır. Genel olarak geçirimsiz birim olan ofiyolitlerdeki
yüzeye yakın (30 m ye kadar) açık kırık, eklem takımları ve ormanlık bölgelerde
kaynak oluşumu görülmektedir.
2.4.2.3 Kuyular
Datça-Bozburun Özel
Çevre Koruma Bölgesinde içme, kullanma ve sulamaya yönelik araştırma ve işletme
kuyuları açılmıştır;
Sığ Kuyular: Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinde Pliyokuvaterner yaşlı
karasal ve denizel çökeller, Kuvatemer yaşlı alüvyon ve yamaç molozunda açılmış
çok sayıda sığ kuyu (5-30 m) bulunmaktadır. Bu kuyuların derinliklerinin çok
fazla olmamasının yanı sıra yeraltısuyu seviyeleri de derin değildir. Sığ
kuyuların yoğun olduğu başlıca bölümler Datça Ovası, Hisarönü, Orhaniye,
Turgut, Taşlıca ve Selimiye köylerindedir (toplam yaklaşık 300 adettir).
Derin Kuyular: Datça ilçe merkezinde,ve diğer yerlerde derinlikleri 30-200 m
arasında değişen birçok derin araştırma kuyusu İller Bankası, Köy Hizmetleri,
DSİ Genel Müdürlükleri ve köylerde ise Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
tarafından açılmıştır. Ayrıca tatil sitelerinde özel şirketler tarafından
açılan kuyular bulunmaktadır (Örneğin: Billurkent, Karaincir Özil sitesi gibi).
Datça-Bozburun Özel
Çevre Koruma Bölgesinde Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından açılmış olan
kuyulardan elde edilen verilere göre; yörede yaygın olarak yer alan bloklu fliş
birimi (Karaböğürtlenfm.-Kka ve Karanasıflar fm-Kkn) geçirimsizdir. Bu birimde
açılan kuyular genellikle kuru çıkmaktadır. Ancak fay zonları veya üzerinde
alüvyon örtü bulunan yörelerdeki kuyularda azda olsa (0,1-2 l/s) verim
alınabilmektedir. Datça yarımadasında Yakaköy’de bu durum tipiktir. Yakaköy'de
geçirimsiz, yer yer az çatlaklı fliş biriminde (Karaböğürtlen-Kka ve
Göçgediği-Kg) bugüne kadar derinliği 60-200 m arasında değişen 8 kuyu açılmış olmasına rağmen toplam verimin
2 l/s olduğu bildirilmiştir. Buna karşın beslenme alanının büyük, alüvyonun
geniş ve kalın olduğu bazı alanlarda kuyulardan yeterli yeraltısuyu elde
edilebilmektedir. Örneğin; Mesudiye'de alüvyonda açılan kuyulardan içme ve
kullanma suyu ihtiyacı karşılanmaktadır. Ayrıca, Radar Komutanlığına bu alanda
açılan kuyudan su basılmaktadır.
Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesindeki yerleşim
turizmin gelişmesiyle sahil bölümlerine kaymaktadır. Bu gelişim sonucunda bu yerleşimlerin ihtiyacı için sahile yakın
kuyular açılmaktadır. Böylece sahil kesimlerinde tuzlu su girişimi (deniz suyu
karışımı) problemi çıkmaya başlamıştır. Örneğin, Palamutbükü dolayında
sahilde tuzlanma olduğu görülmektedir. Cumalı köyü içme suyunun alındığı kuyuda
(Cumalı-1) EC:1700 MS/cm değeri ölçülmüştür. Datça ovası güney sahilideki
Billurkent'te daha önce 30 m' ye kadar sığ kuyulardan su sağlanırken, bu
seviyelerde oluşan tuzlu su girişimi nedeniyle halen 80 m'ye kadar açılan kuyulardan
üretim sağlanmaktadır. Bu nedenle sahil
kısmında kuyuların kontrollü açılması ve aşırı çekimin önlenmesi zorunludur.
Datça -Bozburun yarımadalarındaki karstik kireçtaşlarından denize boşalım
gösteren noktalar yüzeyden belirgin olarak görülememektedir. Bu alanlarda
yüzeyden ve deniz altından olmak üzere özel nitelikli ve ayrıntılı karst
hidrojeolojisinin yapılması gereklidir.
MUSKİ
verilerine göre, 2017 yılı itibariyle Datça’da açılan kuyularının dağılımı Tablo
2.1’ de verilmektedir.
Adet
|
Mevkii
|
Durumu
|
5
|
Kızlanaltı
|
Aktif
|
2
|
Kızlanaltı
|
Pasif
|
1
|
Kızlan
|
Aktif
|
1
|
Karaköy
|
Pasif
|
2
|
Reşadiye
|
Aktif
|
1
|
Reşadiye
|
Pasif
|
3
|
Karaköy
|
Yeni
|
2
|
Kızlan
|
Yeni
|
1
|
Reşadiye
|
Yeni
|
1
|
Hızırşah
|
Yeni
(Hızırşah mahallesini beslemek için)
|
TABLO 2.1 2018 yılı itibarıyla Datça’da Kuyuların
durumu
Datça yarımadasının 440 km2 drenaj alanı
içinde yaygın olan geçirimsiz birimler 243 km2, yarı geçirimli
birimler 5 km2, alüvyon ve Yıldırım formasyonundan oluşan geçirimli
birimlerden 88 km2 ve karstik kireçtaşları 84 km2 lık bir
alanı kaplamaktadır.
Bölgedeki karstik birimler %40, geçirimli alüvyon
birimlerinden %20, yarı geçirimli birimlerden %10 ve geçirimsiz birimlerden %5
süzülme olduğu varsayılmıştır. Bu birimlerden yeraltına toplam süzülme 53,0 x
106 m3/yıl (53
milyon metreküp/yıl) olarak hesaplanmıştır.
2.5.1 Datça Ovası
Su Bilançosu
Datça havzasında 90 km2'lik bir drenaj
alanında başlıca alüvyon gibi geçirimli birimlerden %20 süzülmeyle yaklaşık 15
milyon m3 suyun yeraltına süzüldüğü, bunun 4,1 milyon m3/yıl
(130 l/s) düzeyindeki miktarının kaynaklar yoluyla boşaldığı (Datça Ilıca,
Kargı, Hızırşah vd) ayrıca, Datça içme suyu kuyuları, Karaköy, Kızlan, Emecik
köyleri ve tatil sitelerine (Billurkent,Özil vd) ait kuyulardan 5,1 milyon m3/yıllık
bir üretim olduğu hesaplanmıştır. Kalan 5,8 milyon m3 suyun
yeraltından denize boşaldığı anlaşılmaktadır Datça havzasının yaklaşık 1/3
oranında büyüklüğü olan Karaköy bölümü için DSİ tarafından yapılan çalışmada
32,4 km2'lik bir beslenme alanında yıllık beslenme 4,94 milyon m3,
yıllık işletme rezervi 3,45 milyon m3 ve yıllık boşalım 3,3 milyon m3
olduğu belirtilmiştir.
Datça havzasının genelinde yıllık işletme rezervi 10,8 milyon m3
olarak hesaplanmıştır. Açılmış kuyulardan bu rezervin %50'si çekilmektedir.
İşletme rezervinin %70 oranında (emniyetli verim) alındığında 2,7 milyon m3'lük
ilave bir rezerv bulunduğu anlaşılmaktadır.
Datça ilçesi ve Datça
ovasındaki köylerin ihtiyacının karşılanması amacıyla açılmış kuyulardan
işletme yoluyla boşalım, yağıştan yeraltına olan beslenme ile karşılanmaktadır.
Yerleşim yerlerindeki nüfus artışı, tarım ve turizmin gelişmesiyle
yeraltısuyu işletme miktarının artacağı, uzun vadede bu havzadaki su
potansiyelinin yeterli olmayacağı ve üretimin beslenmenin üzerine çıkması
durumunda kıyılarda başlamış olan deniz suyu girişiminin daha da artacağı
anlaşılmaktadır.
Bu nedenle; Datça
havzası yeraltı suyu potansiyelinden sürdürülebilir şekilde yararlanılması
için;
·
Su havzası her türlü
kirlenmeden korunmalıdır,
·
Beslenmenin üzerinde üretim
yapılmamalıdır,
·
Belgesiz kuyu açılmamalıdır,
·
İşletme kuyularının denize
yakın alanlar yerine havza ortasında açılmalıdır,
·
Kuyularda yeraltısuyu
seviyeleri düzenli olarak ölçülmelidir. Deniz suyu girişimini önlemenin yolu,
seviyelerin düzenli ölçülmesidir. Kuyulardan birininin yakınına ayrı bir kuyu
açılarak burada yeraltısu seviyesinin düzenli ölçülmesi için digital rekorder
monte edilmelidir,
·
Hamzalıdağ (Bozdağ) bölgesinde
denize boşalan (denizaltı) kaynaklar araştırılmalıdır,
·
Ayrıca, uzun vadede
planlanmakta olan baraj projelerinin hayata geçirilmesi gerekli görülmekte denilmektedir.
2.6. Su Temini Amacıyla Planlanan Baraj Projeleri
Datça’da yeraltı sularını destekleyecek tatlı su kaynakları yaratılabilmesi
için çeşitli baraj alternatifleri değerlendirilmektedir. Şu andaki bilgiler
ışığında Bördübet’teki baraj olasılığı azalmış görünmektedir. DSİ bu sonuçlara
bakarak orta ve uzun vadede Hisarönü alternatifini gündeme almıştır.
Halihazırda yıllarca sürecek ölçüm çalışmalarına henüz başlanan barajın
yapımına karar verilse bile 10 yıldan önce faaliyete geçmesi mümkün
görülmemektedir.
Değerlendirilmekte
olan diğer bir alternatif de, Datça ve Bozburun’a isale hatları ile, Köyceğiz
tarafında yapımı düşünülen barajdır.
2.7 Sonuç
Tatlı su kaynakları dünya ortalamaları ve hatta suyun
kısıtlı olduğu Anadolu yarımadasının bile altında olan, tipik bir Akdeniz adası
karakteristiği gösteren Datça yarımadasında tek anlamlı kaynağımız yeraltı sularımızdır.
Her açılan kuyunun aslında aynı depoya eriştiğini iyi kavramamız gerekmektedir.
Yeni kuyu açıldığında saniyede çekilen su arttığından geçici bir rahatlama
yaşansa da aslında mevcut depomuzu daha hızlı boşaltmaya başlamış oluyoruz.
Ayrıca kıyılara yakın kuyulardan fazla su çekerek,
halihazırda pek çok kıyı kuyusunda gördüğümüz gibi, deniz suyunu içeriye doğru
davet ediyor, kuyularımızın tuzlanmasına neden oluyoruz. Burada ne yazık ki
tuzlanan tek bir kuyu değil, kuyunun eristiği tüm akifer. Yavaş yavaş tüm
yeraltı suyunu tuzlandırmaya başlıyoruz.
Planlanmakta olan baraj çözümünün olası çevresel olumsuz
etkileri ile birlikte ancak yıllar sonra bize su sağlayabileceğini göz önünde
bulundurursak açıkça ortaya çıkıyor ki;
·
Hem yeraltı akiferimizin tüketimini kontrol altına almalı
·
Hem yağışlarla bu deponun daha iyi dolmasını sağlamalı
·
Hem de kuyuların tuzlanmasını acilen önlemeliyiz.
Doğal kaynakların
sürdürülemez bir şekilde tüketimi tarihte pek çok büyük çöküşü tetiklemiştir ve
Datça yarımadasında su problemi bizim için büyük bir risk oluşturmaktadır. Bu problemin nasıl ele alınabileceği ile
ilgili çeşitli öneriler bu raporun diğer bölümlerinde incelenmiştir.
ÖÇKB tarafından 2000-2001
yılları arasında Hacettepe Üniversitesi UKAM’a yaptırılan Su Kaynakları
Yönetimi Projesi çerçevesinde hazırlanan Datça Hidrojeoloji haritası EK-2
Hidroloji, Hidrojeoloji Ekinde verilmektedir.
[1] UKAM, 2001 ÖÇKK Başkanlığı Datça
Bozburun ÖÇK Bölgesi su kaynaklari yönetimi sonuç raporu, Haziran 2001, ANKARA
[2] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP araştırma
raporu, (2014), ANKARA
[3] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP araştırma
raporu, (2014), ANKARA, s.124-125
[4] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP Araştırma Raporu,
(2014), ANKARA, s.115-117
[5] UKAM, 2001 ÖÇKK Başkanlığı Datça
Bozburun ÖÇK Bölgesi su kaynaklari yönetimi sonuç raporu, Haziran 2001, ANKARA,
EK-3
[6] Ersoy
Ş., 1991, ÎÜMF Jeoloji Mühendisliği Bölümü, İstanbul-Türkiye Jeoloji
Bülteni, C. 34,1-14, Ağustos 1991 s. 10
[7] Kafalı,F., 1998, Datça
yarımadasında doğal ortam ve insan ilişkileri, Dokuzeylül Üniversitesi Sosyal
Bililer Enstitüsü Coğrafya Anabilim Dalı Doktora Tezi, İzmir, 1998. S.79
[8] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP Araştırma
Raporu, (2014), ANKARA, s.123-131
[9] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP Araştırma
Raporu, (2014), ANKARA, s.124-125
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder