ÖNSÖZ

Her geçen gün etkisini daha belirgin bir şekilde hissettiğimiz küresel iklim değişikliğinin en önemli sonuçlarından birisi, kullanılabilir t...

Hidrojeoloji

2. Datça’nın Jeolojik, Hidrolojik, ve Hidrojeolojik İncelenmesi

2.1. Giriş

Gerek coğrafik gerek iklimsel olarak tipik bir Ege adası özellikleri gösteren Datça yarımadasında su sadece sınırlı bir yeraltı deposuna sıkışmış durumdadır.
Gözümüzle göremediğimiz bu yeraltı suyu ne yazık ki hiçbir bilimsel temeli olmayan pek çok rivayetin, efsanenin türemesine neden olmuştur. Bu efsanelerde olduğu gibi altımızda çok zengin göller, uzaklardan, anakaradan bu tarafa doğru gelen yeraltı nehirleri ne yazık ki yoktur.
Yarımadanın ortasında yer alan ve iki tarafında yükseltilerle sınırlanmış olan Datça grabeni (çöküntüsü)  yaklaşık olarak Karaköy, Reşadiye ve Kızlan’ı içine almakta ve yarımadanın ana akiferini (yeraltı su deposunu) oluşturmaktadır. Pek çok bilimsel raporun tekrar tekrar ortaya koyduğu gibi Datça’da ihmal edilebilir birkaç su pınarını ve yarımadaya serpiştirilmiş küçük kapasiteli diğer akiferleri bir kenara bırakırsak ana su kaynağımız bu akiferde depolanmıştır.
Raporda detayları verildiği gibi bu depoyu dolduran tek kaynak yıllık yağışlardır. Çoğu geçirimsiz, bir kısmı yarı geçirimli, bir kısmı da geçirimli jeolojik yapılar yağışın bir kısmını akifere yönlendirirken hatırı sayılır bir kısmı buharlaşma ve terleme ile kaybedilmektedir.  Yeraltındaki suyun yine büyük bir bölümü yeraltından denize boşalmaktadır.  Bu sınırlı yeraltı deposu, her sene eklenen çoğu denetimsiz su kuyuları ile giderek daha hızlı boşaltılmakta, yağışlarla eklenen su, tüketimi karşılayamadığından su seviyesi her sene daha aşağıya düşmektedir. Yerleşim yerlerindeki nüfus artışı, tarım ve turizmin gelişmesiyle yeraltısuyu işletme miktarının artacağı, uzun vadede bu havzadaki su potansiyelinin yeterli olmayacağı ve üretimin beslenmenin üzerine çıkması durumunda kıyılarda başlamış olan deniz suyu girişiminin daha da artacağı anlaşılmaktadır. Şehir merkezi, Mesudiye ve Palamutbükü’ndeki sahillerde, kuyu sahibi turistik tesislerle yapılan görüşmelerimizin sonucu bu öngörüyü doğrular niteliktedir. Azalan yeraltı sularının etkileri daha derin açılmak zorunda kalınan yeni kuyularda, pompaları daha derine indirilmek zorunda kalınan eski kuyularda, kuruyan kuyularda  ve hatta Datça ovasının arkasındaki tepelerde kuruyan yerel bitki örtüsünde hissedilmektedir.
Bu seviye düşüşü yanlış bir şekilde yağışların son yıllarda azalması ile açıklanmaya çalışılmaktadır.
Şekil 2.1’deki grafikten de görüldüğü gibi yağışlarda 1970 yılından beri tutulan verilere bakılırsa yağışlar azalmadığı gibi bir miktar artış dahi söz konusudur. Buna rağmen giderek azalan yeraltı suyunun tek açıklaması yıllık yağışlarla eklenen sudan daha fazlasının çekilmekte olduğudur.
Bu bölüm hazırlanırken T.C. Çevre Bakanlığı ÖÇKB’nın 2001 yılında hazırlamış olduğu “Datça-Bozburun ÖÇK Bölgesi Su Kaynakları Yönetimi Sonuç Raporu”[1] ve T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün 2014 yılında hazırladığı “Datça-Bozburun ÇDP Araştırma Raporu”[2] kaynak olarak kullanılmıştır.
 
Şekil 2.1 - Datça'da 1970'den günümüze yağış trendi 

2.2. Datça’daki Su Dağılımı

Datça Meteoroloji Müdürlüğü verilerine göre Datça yarımadasında ortalama yağış 685,6 mm/yıldır. Datça yarımadasında yeraltına süzülme 53,0x106 m3/yıl, kaynak ve kuyularla boşalım 12,3x106m3/yıl ve yeraltından denize boşalım 40,7x106 m3/yıl, Datça ovası su havzasında ise yağıştan beslenme 15,0x106 m3/yıl, kuyu ve kaynaklardan boşalımın 9,2x106 m3/yıl ve yeraltından denize boşalımın 5,8x106 m3/yıl olduğu hesaplanmıştır[3].
Bugün, Datça ilçesi ve mahallelerinde son bir kaç senenin kurak meteorolojik şartları ve nüfus artışına bağlı olarak tatlı su ihtiyacı ortaya çıkmış ve 2017 yaz aylarında başta Datça merkez olmak üzere pekçok mahallesinde içme ve kullanma suyu kıtlığı yaşanmıştır.

2.3. Datça Yarımadası’nın Jeolojisi[4]

Datça ve yakın dolayında gözlenen jeolojik birimlerin en yaşlı olanları, farklı yer ve ortamlarda oluşmuş kayaçların, büyük tektonik kuvvetlerin etkisiyle birbirlerinin üzerine itilmesi ve sürüklenerek taşınması (nap) sonucu bugünkü konumlarını kazanmış olan, Marmaris Ofiyolit Napı, Gülbahar Napı ve Bodrum Napı’ından oluşur. Alttan üste doğru;
Bodrum Napı; Dolomit (TRJk),rekristalize kireçtaşı, mermer, çörtlü mermer bloklu fliş (Kka),kumtaşı-kiltaşı ara düzeyli dolomit-kireçtaşı (TRJg),kalsitürbidit,mikrit ve çörtlü mikrit (Kg) kaya birimlerinden oluşmaktadır.
Gülbahar Napı;Bazik volkanik kayaçlar (TRçö), birbirleri ile grift kumtaşı-kiltaşı-kireçtaşı(TRo),yine birbirleri ile grift halde bulunan radyolarit, çört, şeyl, kalsitürbidit, mikrit ve çörtlü mikritlerden (JKo) oluşmaktadır.
Marmaris Ofiyolit Napı; peridotit (Kmo) ve melanj-olistostrom’dan (Kkzm) oluşmaktadır.
Bu napları oluşturan birimler, Triyas-Kretase yaş aralığında oluşmuş kayaçlardır. Napların üzerinde, Eosen yaşında, ofiyolitlerden türeme karasal kökenli konglomera (Tebe) ve denizel kökenli kumtaşı-kiltaşı-silttaşı ve çakıltaşı’ndan (Tev) oluşan birimler yeralır.Bölgede daha üstte Miyosen yaşında, çakıltaşı, kumtaşı ve çamurtaşları (Tmke) gözlenir. Datça yöresinde Pliyosen, karasal kökenli (Plyık) ve denizel kökenli (Plyıd) konglomera, kumtaşı, kiltaşı, marn, kireçtaşı ve dolomit ile temsil edilmektedir. Bölgede Kuvaterner yaşını temsilen, eski akarsu çökelleri ve yamaç molozları (Qı),alüvyon-güncel plaj kumları ve yamaç molozları (Qal) ile Kos-Nysiros adalarındaki volkanik faaliyetlerden türeme tüf,volkan külü,süngertaşı (pomza) ve lav parçaları (Qkn) gözlenmektedir.
Datça-Bozburun yarımadası, bugünkü jeomorfolojik konumuna Üst Miyosen-Pliyosen'de gelişen son tektonik olaylarla ulaşmıştır. Bu dönem aralığında bölgede çekme kuvvetleri egemen olmuş ve buna bağlı olarak da D-B yönlü Gökova ve Hisarönü grabenleri ile KB-GD yönlü Datça grabeni gelişmiştir.
Datça Bölgesindeki önemli faylardan biri Hızırşah batısındaki Hamzalıdağ fayıdır. Datça grabenini oluşturan faylar doğuda Kızlan fayı ve batıda Datça fayıdır. Bölgedeki diğer önemli faylar Datça bölümünde KB-GD doğrultulu Alazeytindağı fayı, D-B doğrultulu Knidos fayı ve Karadağ fayıdır.


Şekil 2.2 – Datça-Bozburun ÖÇKB Jeoloji Haritası[5]


(C)

Şekil 2.3- Datça yarımadası ve yakın çevresinin neotektonik durumunu gösterir harita (A), blok diyagram (B)[6] ve Horst-Graben oluşumunu gösterir blok diyagram (C).

Datça bölgesinde yüzeyleyen jeolojik birimler, yeraltı suları açısından değerlendirildiğinde, geçirimli birimlerin, geçirimsiz veya yarı geçirimli birimlerden daha az yüzeysel alan kapladığı görülmektedir. Bu jeolojik birim dağılımı ve geçirimli birimlerde gelişmiş sarp topoğrafik koşullar yağış ve yağış sonrası akışa geçen suların yeterince yeraltına süzülmeden denize ulaşmasına neden olmaktadır. Jeolojik olarak dolomit ve kireçtaşları (TRJk-TRJg-Kg rumuzlu birimler) ile pliyosen yaşlı alüvyonlar (Qal) geçirimli birimleri temsil etmektedir. Yarı geçirimli birim, üzerinde gelişmiş düşük debili kaynakların varlığı ile bilinen Peridotit’tir (Kmo). Diğer tüm birimler geçirimsiz olup lokal süzülmelerin dışında akifer (yeraltı su rezervi) oluşturacak nitelikte değildir.
Bölgede, geçmiş jeolojik süreçler boyunca yaşanmış tektonik faaliyetler kaya birimlerini parçalamış ve geçirimli kaya birimlerinin birbirleri ile olan hidrolik irtibatını koparmıştır. Tektonizma sırasında (nap yerleşim sürecinde) geçirimli birimlerin aralarına giren geçirimsiz birimler nedeniyle, yağış sonrası süzülen sular derinlere ulaşmadan yüzeye çıkmakta veya buharlaşma etki sınırı içerisinde kalmaktadır. Yeraltı suları açısından, yöredeki mevcut jeolojik koşullar, yağıştan yeraltına süzülme miktarını azaltmaktadır.
Akdeniz kuşağında yapılan araştırmalar, genel olarak karstik kireçtaşı ve dolomitlerde yıllık %40 a kadar ulaşan yağıştan süzülme miktarının, Datça örneğine benzer alanlarda, %12-15 oranına kadar düştüğünü kanıtlamıştır. Ayrıca genç tektonik hareketler nedeniyle sarplaşan geçirimli kireçtaşı ve dolomit birimleri özellikle yarımadanın kuzey kesiminde yağışın yeraltına yeterince süzülemeden hızla akışa geçmesine neden olmaktadır. Sınırlı miktarda sızan sular ise yüzeye çıkmadan denizaltı boşalımları yoluyla yarımadayı terk etmektedir. Bu durum, kuzey kesimlerde herhangi bir kaynak ve akarsu gözlenmemesinden anlaşılmaktadır.Aynı geçirimli birimler güney sınırları boyunca kaynaklarla boşalımlarını sürdürmektedir.
Genç tektonik hareketler sonrası gelişmiş Datça ve Hisarönü grabeninde çökelmiş alüvyonlar (Qal) bölgede en verimli yeraltısuyu rezerv alanlarını oluşturmaktadır. Datça’nın su ihtiyacı bu birimler içerisinden sağlanmaktadır. Benzer şekilde yarımadada yer alan kıyı ovalarında ve düzlüklerde çökelmiş alüvyonlarda da (Qal) yeraltı suyu üretimi devam etmektedir.
Datça Jeolojisi ile ilgili detay bilgiler EK-1 Jeoloji ekinde görülebilir.

2.4. Datça Yarımadası’nın Hidrolojisi

2.4.1 Yıllık Yağış ve Buharlaşma[7]

Datça Meteoroloji Müdürlüğünden alınan verilere doğrultusunda Datça yarımadasında 1970 yılından beri tutulan meteorolojik verilere gore ortalama yıllık toplam yağış 685,6 mm. olarak belirlenmiştir.
P: Ortalama alansal yıllık yağış (mm): 685,6 mm.
PT: Potansiyel buharlaşma (mm): 1291,8 mm.
PET: Potansiyel buharlaşma-terleme (mm) : 950,0 mm.
ET: Gerçek buharlaşma-terleme (mm): 360,0 mm.
Yılın neredeyse yarısında kayda değer yağış almayan ve yıllık potansiyel buharlaşma ve terleme değeri yıllık ortalama yağış değerinden çok fazla olan Datça, kurak bir bölge olarak tanımlanmaktadır.

 

2.4.2 Su Noktaları[8]

2.4.2.1 Akarsular

Çok dar bir yapı gösteren ve önemli yükseltilerin doğu-batı ve güneybatı-kuzeydoğu yönünde oluştuğu bir topografik yapı içinde düzenli akış gösteren büyük dere ve ırmaklar bulunmamaktadır. Genel olarak dere yataklarında akış, yağışlı mevsimlerde görülmekte, yaz aylarında dereler tamamen kurumaktadır.  

 

2.4.2.2 İçme ve Kullanma Suyu Sağlayan Kaynaklar

Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinde yer alan kaynaklar genellikle karstik kaynaklar özelliğinde olup genellikle ana fay hatları üzerinde bulunmaktadır. Kaynak debileri genellikle kış aylarında yükselmekte ancak yaz aylarında azalmakta veya tamamen kurumaktadır.
Datça Bölümü
Hızırşah (Pustular) Kaynağı
Hamzalıdağ fay hattı boyunca çıkan kaynaklardandır. Kaynak beslenme alanı Karaköy dolomitinin bulunduğu Hamzalıdağ horstunun kapladığı bölgedir. Kaynak suyu bir isale hattıyla Hızırşah köyü içme ve kullanma suyu olarak kullanılmaktadır. Kaynak verdisi 2 l/s düzeyindedir. Kaynakta EC: 300 uS/cm, TDS: 180 mg/l, pH:8,1 ve sıcaklığı: 18°C'dir. Kaynak kotu 115 m'dir.
Sazak Kaynağı
Hamzalıdağ'ın doğusundan çıkmaktadır. Beslenme alanı Karaköy dolomitinin bulunduğu Hamzalıdağ bölgesidir. Kaynak suyu kuraklık nedeniyle 1 l/s ye düşmüştür. Karaköy'de içme suyu olarak kullanılmaktadır. Kaynakta; EC: 327 uS/cm, TDS: 200 mg/l, pH: 7,6 ve sıcaklığı: 17 °C'dir.
Yazıköy Kaynağı
Yazıköy'ün kuzey doğusunda kireçtaşlarından çıkmaktadır. Kaptajdan 100 m batıda dere aşağıdaki pompa istasyonuna buradan da 400 m mesafede köyün batısındaki depoya basılmaktadır. Kaynakta EC:700 uS/cm, TDS: 490 mg/l, pH:7,4 ve sıcaklığı: 19°C ölçülmüştür. Suyun yetersiz olması ve Knidosa su sağlanması için Köy Hizmetleri tarafından kaynağın 250 m kuzey batısında Mizingit deresi vadisinde 38 m derinliğinde ve 2 l/s debide üretim yapan yeni bir kuyu açılmıştır.
Avlana Kaynağı (Mesudiye)
Mesudiye Avlana mahallesinde Göçgediği formasyonundan boşalan (Kg) kaynak 0.5 lt/sn debisiyle Avlana çeşmesinden akmaktadır. Ancak çeşmenin hemen üzerinde yerleşim yeri (evler) bulunmaktadır. Kaynakta NO3:1,760 mg/l olarak ölçülmüştür. Kirlenmenin özellikle yaz aylarında arttığı anlaşılmaktadır. Kaynakta EC:400 us/cm TDS: 300 mg/l pH: 8,2 T: 19°C Kot:62 m olarak ölçülmüştür.
Datça Kargı Kaynağı (ILICA)
Datça ilçesi güneyinde denize yakın iki karstik kaynaktan birisidir. Deniz suyu karışımı (%8,2) nedeniyle suları tuzludur. Beslenme alanı batıda yer alan Karadağ, Gölgeli dağ ve Mandalya dağı bölgesidir. Beslenme alanında karstik Kayaköy dolomiti (TRJk) ve yer yer kırıklı çatlaklı Göçgediği formasyonu kireçtaşları (Kg) ve geçirimsiz Karaböğürtlen formasyonu yeralmaktadır. Kaynak, kuzeydoğu-güneybatı fay hattından çıkmaktadır. Kaynakta; 5810 u,S/cm, pH: 6,9 ve sıcaklığı: 20°- 26°C ölçülmüştür. Kaynağın debisi 30 l/s düzeyindedir. Kaynak suyunun ılık ve çözünmüş maddenin fazla olması nedeniyle eski dönemlerde ılıca olarak kullanılmıştır. Kargı kaynak suyu Datça ilçesinde kullanma suyu olarak önceki yıllarda alınmış, ancak yüksek tuzluluk ve borularda aşındırıcı (korozif) etkisi nedeniyle kullanılamamıştır.
Datça Ilıca Kaynağı:
Datça'nın güneyinde Ilıca mevkiinde karstik kireçtaşlarından boşalan bol debili (60 l/s) kaynaktır. Çevresine bir set yapılarak küçük bir göl haline getirilmiş olup, gölün yakın bölümünde yoğun olmak üzere geniş bir alandan boşalım vardır. Beslenme alanında Alazeytin Dağı ve Karadağ bölgesi olup bu alanda karstik Kayaköy dolomiti (TRJk) ve kırıklı çatlaklı Göçgediği formasyonu (Kg) ve geçirimsiz Karaböğürtlen formasyonu (Kka) bulunmaktadır. Kaynak, doğu batı doğrultulu Karadağ fayının doğu bölümünden kuzey-güney doğrultulu fay hattından çıkmaktadır. Kaynakta; EC: 17400 S/cm, pH: 7,4 ve sıcaklığı: 20-32°C'dir. Sıcaksu göl kenarı ve tabanından kaynadığı için gölsuyu boşaltılmadan sağlıklı ölçüm yapılamamaktadır. Kaynağın suyu deniz suyu karışımı nedeniyle (% 26,3) Datça Kargı kaynağına göre daha tuzludur.
Serpantin Kaynağı:
Datça-Marmaris yolu üzerinde Kovanlık altı mevkiindedir. Marmaris ofiyolitindeki serpantinlerden çıkmaktadır. Yağışlı mevsimde yüksek debide (10 l/s) kurak mevsimde ise 1 l/s den daha az debisi vardır. Genel olarak geçirimsiz birim olan ofiyolitlerdeki yüzeye yakın (30 m ye kadar) açık kırık, eklem takımları ve ormanlık bölgelerde kaynak oluşumu görülmektedir.

2.4.2.3 Kuyular

Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinde içme, kullanma ve sulamaya yönelik araştırma ve işletme kuyuları açılmıştır;
Sığ Kuyular: Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinde Pliyokuvaterner yaşlı karasal ve denizel çökeller, Kuvatemer yaşlı alüvyon ve yamaç molozunda açılmış çok sayıda sığ kuyu (5-30 m) bulunmaktadır. Bu kuyuların derinliklerinin çok fazla olmamasının yanı sıra yeraltısuyu seviyeleri de derin değildir. Sığ kuyuların yoğun olduğu başlıca bölümler Datça Ovası, Hisarönü, Orhaniye, Turgut, Taşlıca ve Selimiye köylerindedir (toplam yaklaşık 300 adettir).
Derin Kuyular: Datça ilçe merkezinde,ve diğer yerlerde derinlikleri 30-200 m arasında değişen birçok derin araştırma kuyusu İller Bankası, Köy Hizmetleri, DSİ Genel Müdürlükleri ve köylerde ise Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından açılmıştır. Ayrıca tatil sitelerinde özel şirketler tarafından açılan kuyular bulunmaktadır (Örneğin: Billurkent, Karaincir Özil sitesi gibi).
Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinde Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından açılmış olan kuyulardan elde edilen verilere göre; yörede yaygın olarak yer alan bloklu fliş birimi (Karaböğürtlenfm.-Kka ve Karanasıflar fm-Kkn) geçirimsizdir. Bu birimde açılan kuyular genellikle kuru çıkmaktadır. Ancak fay zonları veya üzerinde alüvyon örtü bulunan yörelerdeki kuyularda azda olsa (0,1-2 l/s) verim alınabilmektedir. Datça yarımadasında Yakaköy’de bu durum tipiktir. Yakaköy'de geçirimsiz, yer yer az çatlaklı fliş biriminde (Karaböğürtlen-Kka ve Göçgediği-Kg) bugüne kadar derinliği 60-200 m arasında değişen 8 kuyu açılmış olmasına rağmen toplam verimin 2 l/s olduğu bildirilmiştir. Buna karşın beslenme alanının büyük, alüvyonun geniş ve kalın olduğu bazı alanlarda kuyulardan yeterli yeraltısuyu elde edilebilmektedir. Örneğin; Mesudiye'de alüvyonda açılan kuyulardan içme ve kullanma suyu ihtiyacı karşılanmaktadır. Ayrıca, Radar Komutanlığına bu alanda açılan kuyudan su basılmaktadır.
Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesindeki yerleşim turizmin gelişmesiyle sahil bölümlerine kaymaktadır. Bu gelişim sonucunda bu yerleşimlerin ihtiyacı için sahile yakın kuyular açılmaktadır. Böylece sahil kesimlerinde tuzlu su girişimi (deniz suyu karışımı) problemi çıkmaya başlamıştır. Örneğin, Palamutbükü dolayında sahilde tuzlanma olduğu görülmektedir. Cumalı köyü içme suyunun alındığı kuyuda (Cumalı-1) EC:1700 MS/cm değeri ölçülmüştür. Datça ovası güney sahilideki Billurkent'te daha önce 30 m' ye kadar sığ kuyulardan su sağlanırken, bu seviyelerde oluşan tuzlu su girişimi nedeniyle halen 80 m'ye kadar açılan kuyulardan üretim sağlanmaktadır. Bu nedenle sahil kısmında kuyuların kontrollü açılması ve aşırı çekimin önlenmesi zorunludur. Datça -Bozburun yarımadalarındaki karstik kireçtaşlarından denize boşalım gösteren noktalar yüzeyden belirgin olarak görülememektedir. Bu alanlarda yüzeyden ve deniz altından olmak üzere özel nitelikli ve ayrıntılı karst hidrojeolojisinin yapılması gereklidir.
MUSKİ verilerine göre, 2017 yılı itibariyle Datça’da açılan kuyularının dağılımı Tablo 2.1’ de verilmektedir.

Adet
Mevkii
Durumu
5
Kızlanaltı
Aktif
2
Kızlanaltı
Pasif
1
Kızlan
Aktif
1
Karaköy
Pasif
2
Reşadiye
Aktif
1
Reşadiye
Pasif
3
Karaköy
Yeni
2
Kızlan
Yeni
1
Reşadiye
Yeni
1
Hızırşah
Yeni (Hızırşah mahallesini beslemek için)
TABLO 2.1 2018 yılı itibarıyla Datça’da Kuyuların durumu

Datça yarımadasının 440 km2 drenaj alanı içinde yaygın olan geçirimsiz birimler 243 km2, yarı geçirimli birimler 5 km2, alüvyon ve Yıldırım formasyonundan oluşan geçirimli birimlerden 88 km2 ve karstik kireçtaşları 84 km2 lık bir alanı kaplamaktadır.
Bölgedeki karstik birimler %40, geçirimli alüvyon birimlerinden %20, yarı geçirimli birimlerden %10 ve geçirimsiz birimlerden %5 süzülme olduğu varsayılmıştır. Bu birimlerden yeraltına toplam süzülme 53,0 x 106 m3/yıl (53 milyon metreküp/yıl) olarak hesaplanmıştır.

 

2.5.1 Datça Ovası Su Bilançosu

Datça havzasında 90 km2'lik bir drenaj alanında başlıca alüvyon gibi geçirimli birimlerden %20 süzülmeyle yaklaşık 15 milyon m3 suyun yeraltına süzüldüğü, bunun 4,1 milyon m3/yıl (130 l/s) düzeyindeki miktarının kaynaklar yoluyla boşaldığı (Datça Ilıca, Kargı, Hızırşah vd) ayrıca, Datça içme suyu kuyuları, Karaköy, Kızlan, Emecik köyleri ve tatil sitelerine (Billurkent,Özil vd) ait kuyulardan 5,1 milyon m3/yıllık bir üretim olduğu hesaplanmıştır. Kalan 5,8 milyon m3 suyun yeraltından denize boşaldığı anlaşılmaktadır Datça havzasının yaklaşık 1/3 oranında büyüklüğü olan Karaköy bölümü için DSİ tarafından yapılan çalışmada 32,4 km2'lik bir beslenme alanında yıllık beslenme 4,94 milyon m3, yıllık işletme rezervi 3,45 milyon m3 ve yıllık boşalım 3,3 milyon m3 olduğu belirtilmiştir. Datça havzasının genelinde yıllık işletme rezervi 10,8 milyon m3 olarak hesaplanmıştır. Açılmış kuyulardan bu rezervin %50'si çekilmektedir. İşletme rezervinin %70 oranında (emniyetli verim) alındığında 2,7 milyon m3'lük ilave bir rezerv bulunduğu anlaşılmaktadır.
Datça ilçesi ve Datça ovasındaki köylerin ihtiyacının karşılanması amacıyla açılmış kuyulardan işletme yoluyla boşalım, yağıştan yeraltına olan beslenme ile karşılanmaktadır. Yerleşim yerlerindeki nüfus artışı, tarım ve turizmin gelişmesiyle yeraltısuyu işletme miktarının artacağı, uzun vadede bu havzadaki su potansiyelinin yeterli olmayacağı ve üretimin beslenmenin üzerine çıkması durumunda kıyılarda başlamış olan deniz suyu girişiminin daha da artacağı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle; Datça havzası yeraltı suyu potansiyelinden sürdürülebilir şekilde yararlanılması için;
·         Su havzası her türlü kirlenmeden korunmalıdır,
·         Beslenmenin üzerinde üretim yapılmamalıdır,
·         Belgesiz kuyu açılmamalıdır,
·         İşletme kuyularının denize yakın alanlar yerine havza ortasında açılmalıdır,
·         Kuyularda yeraltısuyu seviyeleri düzenli olarak ölçülmelidir. Deniz suyu girişimini önlemenin yolu, seviyelerin düzenli ölçülmesidir. Kuyulardan birininin yakınına ayrı bir kuyu açılarak burada yeraltısu seviyesinin düzenli ölçülmesi için digital rekorder monte edilmelidir,
·         Hamzalıdağ (Bozdağ) bölgesinde denize boşalan (denizaltı) kaynaklar araştırılmalıdır,
·         Ayrıca, uzun vadede planlanmakta olan baraj projelerinin hayata geçirilmesi gerekli görülmekte denilmektedir.

2.6. Su Temini Amacıyla Planlanan Baraj Projeleri

Datça’da yeraltı sularını destekleyecek tatlı su kaynakları yaratılabilmesi için çeşitli baraj alternatifleri değerlendirilmektedir. Şu andaki bilgiler ışığında Bördübet’teki baraj olasılığı azalmış görünmektedir. DSİ bu sonuçlara bakarak orta ve uzun vadede Hisarönü alternatifini gündeme almıştır. Halihazırda yıllarca sürecek ölçüm çalışmalarına henüz başlanan barajın yapımına karar verilse bile 10 yıldan önce faaliyete geçmesi mümkün görülmemektedir.
Değerlendirilmekte olan diğer bir alternatif de, Datça ve Bozburun’a isale hatları ile, Köyceğiz tarafında yapımı düşünülen barajdır.

2.7 Sonuç

Tatlı su kaynakları dünya ortalamaları ve hatta suyun kısıtlı olduğu Anadolu yarımadasının bile altında olan, tipik bir Akdeniz adası karakteristiği gösteren Datça yarımadasında tek anlamlı kaynağımız yeraltı sularımızdır. Her açılan kuyunun aslında aynı depoya eriştiğini iyi kavramamız gerekmektedir. Yeni kuyu açıldığında saniyede çekilen su arttığından geçici bir rahatlama yaşansa da aslında mevcut depomuzu daha hızlı boşaltmaya başlamış oluyoruz.
Ayrıca kıyılara yakın kuyulardan fazla su çekerek, halihazırda pek çok kıyı kuyusunda gördüğümüz gibi, deniz suyunu içeriye doğru davet ediyor, kuyularımızın tuzlanmasına neden oluyoruz. Burada ne yazık ki tuzlanan tek bir kuyu değil, kuyunun eristiği tüm akifer. Yavaş yavaş tüm yeraltı suyunu tuzlandırmaya başlıyoruz.
Planlanmakta olan baraj çözümünün olası çevresel olumsuz etkileri ile birlikte ancak yıllar sonra bize su sağlayabileceğini göz önünde bulundurursak açıkça ortaya çıkıyor ki;
·         Hem yeraltı akiferimizin tüketimini kontrol altına almalı
·         Hem yağışlarla bu deponun daha iyi dolmasını sağlamalı
·         Hem de kuyuların tuzlanmasını acilen önlemeliyiz.
Doğal  kaynakların sürdürülemez bir şekilde tüketimi tarihte pek çok büyük çöküşü tetiklemiştir ve Datça yarımadasında su problemi bizim için büyük bir risk oluşturmaktadır.  Bu problemin nasıl ele alınabileceği ile ilgili çeşitli öneriler bu raporun diğer bölümlerinde incelenmiştir.
ÖÇKB tarafından 2000-2001 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi UKAM’a yaptırılan Su Kaynakları Yönetimi Projesi çerçevesinde hazırlanan Datça Hidrojeoloji haritası EK-2 Hidroloji, Hidrojeoloji Ekinde verilmektedir.


[1] UKAM, 2001 ÖÇKK Başkanlığı Datça Bozburun ÖÇK Bölgesi su kaynaklari yönetimi sonuç raporu, Haziran 2001, ANKARA
[2] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP araştırma raporu, (2014), ANKARA
[3] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP araştırma raporu, (2014), ANKARA, s.124-125
[4] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP Araştırma Raporu, (2014), ANKARA, s.115-117
[5] UKAM, 2001 ÖÇKK Başkanlığı Datça Bozburun ÖÇK Bölgesi su kaynaklari yönetimi sonuç raporu, Haziran 2001, ANKARA, EK-3
[6] Ersoy Ş., 1991, ÎÜMF Jeoloji Mühendisliği Bölümü, İstanbul-Türkiye Jeoloji Bülteni, C. 34,1-14, Ağustos 1991 s. 10

[7] Kafalı,F., 1998, Datça yarımadasında doğal ortam ve insan ilişkileri, Dokuzeylül Üniversitesi Sosyal Bililer Enstitüsü Coğrafya Anabilim Dalı Doktora Tezi, İzmir, 1998. S.79
[8] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP Araştırma Raporu, (2014), ANKARA, s.123-131
[9] ÖÇKK, 2014.Datça-Bozburun ÇDP Araştırma Raporu, (2014), ANKARA, s.124-125

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder