ÖNSÖZ

Her geçen gün etkisini daha belirgin bir şekilde hissettiğimiz küresel iklim değişikliğinin en önemli sonuçlarından birisi, kullanılabilir t...

Tatlı Su


1. 1. Giriş

Dünyadaki suyun sadece %3’ü tatlı sudur ve bu tatlı suyun da üçte ikisi buzullarda hapsolmuş durumdadır.  İnsanlar tarihsel olarak, erişilmesi daha kolay olan akarsu  ve göl sularından faydalanmışlardır ancak bunlar aslında yeraltı suları ile karşılaştırıldığında çok daha az miktardadır.  Kimi yerlerde bolca yüzey tatlısuyu varken kimi yöreler de, Datça örneğinde olduğu gibi, akarsu ve göl kaynakları açısından oldukça fakirdir.
Yeryüzüne düşen yağışların bir bölümü yüzeyden alta doğru sızarak muhtelif derinliklerde kayaların çatlaklarında, çeşitli boyuttaki kum, mil ve çakıl (alüvyon) gibi malzemelerin arasındaki gözeneklerde depolanmaktadır. Akifer denilen bu yeraltı depoları kimi zaman serbest, kimi zaman da basınçlıdır.
İnsanın hızla artan su tüketimi ihtiyacı, yüzey sularının ihtiyacı karşılayamaması yüzünden giderek daha fazla yeraltı suları ile karşılanmaktadır.
Zaman içinde daha derinlerden uzun yıllar önce, kimi zaman binlerce yıl önce birikmiş olan fosil su çekilmeye başlanmıştır. Giderek artan kirliliğin de etkisi ile yeraltı kaynaklarımız geri döndürülemeyecek şekilde tükenme ve kirlenme riski ile karşı karşıyadır. Deniz ile çevrelenmiş Datça gibi yerlerde buna bir de tuzlanma (deniz suyunun akifere karışması) riski eklenmiş durumdadır.

1.2. Tatlı Su Nedir, Nasıl Oluşur

Yeryüzünde canlılığın devam edebilmesi için ihtiyaç duyulan en önemli madde sudur. Su döngüsü, yeryüzü sularının gökyüzüne ulaşıp tekrar yeryüzüne dönmesiyle gerçekleşir.
Yeryüzüne düşen yağışların bir bölümü bitkiler tarafından tutulmakta, bir bölümü toprak tarafından emilmekte, bir bölümü yüzeysel akıma geçerek akarsulara kavuşmakta, bir bölümü de yüzeyden alta doğru sızarak muhtelif derinliklerde kayaların çatlaklarında, çeşitli boyuttaki kum, mil ve çakıl (alüvyon) gibi malzemelerin arasındaki gözeneklerde depolanmaktadır. Yer altındaki boşluk veya gözeneklerde tutulan suya “yeraltı suyu” denmektedir. Yeraltı suyu dünyanın tatlı suyunun yaklaşık olarak % 31.4'ünü sağlar. Hidrolojik döngünün bir parçasıdır. Yeraltı suyunun kaynakları yağışlar, okyanuslarırmaklargöller, bataklıklar, yapay gölcükler ve su arıtma sistemlerinden oluşur.
  

Şekil 1.1 Su döngüsü

Hidrojeolojik Birimler
Akifer:  Önemli miktarda suyu depolayabilen (yüksek permeabiliteli) ve yeterince hızlı taşıyabilen (iletken) geçirimli jeolojik birimlerdir. Akiferler, yeraltı sularının tutulması ve çekilebilmesi için, yüksek porozite (gözeneklilik) ve permeabiliteye (geçirgenlik) sahip olmalıdır. Pekişmemiş kumlar ve çakıllarkum taşlarıkonglomeralarkireç taşları, dolomitler, bazalt akıntıları, çatlaklı plütonik ve metamorfik kayaçlar akifer olarak nitelendirilen kayaçlardır.

Akiferin yer altı suyu bilançosu:
1. Beslenme unsurları
·         Yağıştan sızma
·         Akıştan sızma
·         Kar erimesi-sızma
·         Buzul erimesi-sızma
·         Göl tabanlarından sızma
·         Yapay beslenme
2. Boşalma unsurları
·         Buharlaşma (evaporasyon)
·         Terleme (transpirasyon)
·         Kaynaklar ile boşalma
·         Su çekme ile boşalma
·         Akarsu tabanlarına olan kaçaklar
·         Göl tabanlarına olan kaçaklar


Şekil 1.2 Akiferin beslenmesi

Yer Altı Sularının Beslenmesinde Etkili Olan Faktörler  
·         Yağış miktarı,
·         Yağış türü: Yağışlar kar şeklinde ise beslenme fazla olur 
·         Zeminin geçirimliliği: Alüvyal ve karstik alanlarda geçirimlilik fazladır. Bu sebeple buralar yer altı suları bakımından zengindir
·         Arazinin eğimi: eğimin az olduğu alanlarda beslenme daha fazladır
·         Bitki örtüsü: Yüzeysel akımı engellediği için önemlidir
Kuyular
Gereği gibi projelendirilen ve inşa edilen bir kuyu, su taşıyan bir formasyondan ekonomik olarak su alınmasını sağlayan hidrolik bir yapıdır. Bir kuyudan su çekilmeye başlandığı zaman bir düşüm konisi oluşur. Eğer su beslenebildiğinden daha hızlı çekilirse, düşüm konisinin derinliği ve çevre uzunluğu büyüyecektir. Dolayısıyla bölgedeki su tablası alçalacak ve hemen yanında açılan sığ kuyuların kurulmasına neden olacaktır.


Şekil 1.3 Kuyuların su çekmesiyle oluşan düşüm konisi


İNSANLAR YERALTISUYU SİSTEMİNİ NASIL ETKiLERLER?
(1) Su tablasının düşmesi sonucunda kuyuların kuruması;
(2) hidrostatik basıncın azalması ile bir zamanlar serbest boşalan basınçlı akiferlerde açılmış kuyuların artık pompajla alınma gerekliliği;
(3) tuzlu su girişimi;
(4) çökme (sübsidans);
(5) kirlilik.


Şekil 1.4 Akifere tuzlu su girişimi

1.3. Dünyadaki Su Dağılımı

Şekil 1.5- Dünyadaki suyun dağılımı (Yeraltı Suyu, Prof.Dr. Kadir Dirik Ders Notları, s.2)
Dünyadaki toplam su miktarı 1,36 milyar km3’tür. Bu suların %97,2’si okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su olarak, %2,8’i ise tatlı su olarak bulunmaktadır. Bu kadar az olan tatlı su kaynaklarının da %99 ’unun kutuplarda ve yeraltında bulunması sebebiyle insanoğlunun kolaylıkla yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının ne kadar az olduğu anlaşılmaktadır. (Şekil 1.5)

1.4. Türkiye’deki Su Durumu

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine[1] göre Türkiye’de yıllık ortalama yağış yaklaşık 574 mm’dir.
Su varlığına göre ülkeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:
Su Fakirliği :  Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.000 m3’den daha az.
Su Azlığı :  Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2.000 m3’den daha az.
Su Zenginliği : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 8.000-10.000 m3’den daha fazla.
Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre ülkemiz su azlığı yaşayan bir ülke konumundadır. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.519m3 civarındadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2030 yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörmüştür. Bu durumda 2030 yılı için kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1.120 m3/yıl civarında olacağı söylenebilir. Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisi ile su kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek mümkündür. Ayrıca bütün bu tahminler mevcut kaynakların 20 yıl sonrasına hiç tahrip edilmeden aktarılması durumunda söz konusu olabilecektir. Bu sebeple Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekmektedir.

1.5. Sonuç

Tüm dünyada tatlı su sınırlı ve en değerli kaynaktır. Türkiye ne yazık ki su açısından oldukça şanssız bir ülkedir.  Kişi başı yıllık 1.519 ton ile en alt kategori olan su fakirliği çeken ülkelerin bir üstündeki su azlığı çeken ülkeler kategorisinde yer almaktadır. Nüfus artışı ile birlikte 2030 yılında kişi başına miktarın 1.120 tona düşmesi beklenmektedir. Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder