ÖNSÖZ

Her geçen gün etkisini daha belirgin bir şekilde hissettiğimiz küresel iklim değişikliğinin en önemli sonuçlarından birisi, kullanılabilir t...

25 Haziran 2018 Pazartesi

Tatlı Su

Dünyadaki suyun sadece %3’ü tatlı sudur ve bu tatlı suyun da üçte ikisi buzullarda hapsolmuş durumdadır.  İnsanlar tarihsel olarak, erişilmesi daha kolay olan akarsu  ve göl sularından faydalanmışlardır ancak bunlar aslında yeraltı suları ile karşılaştırıldığında çok daha az miktardadır.  Kimi yerlerde bolca yüzey tatlı suyu varken kimi yöreler de, Datça örneğinde olduğu gibi, akarsu ve göl kaynakları açısından oldukça fakirdir.

Yeryüzüne düşen yağışların bir bölümü yüzeyden alta doğru sızarak muhtelif derinliklerde kayaların çatlaklarında, çeşitli boyuttaki kum, mil ve çakıl (alüvyon) gibi malzemelerin arasındaki gözeneklerde depolanmaktadır. Akifer denilen bu yeraltı depoları kimi zaman serbest, kimi zaman da basınçlıdır.
İnsanın hızla artan su tüketimi ihtiyacı, yüzey sularının ihtiyacı karşılayamaması yüzünden giderek daha fazla yeraltı suları ile karşılanmaktadır.
Zaman içinde daha derinlerden uzun yıllar önce, kimi zaman binlerce yıl önce birikmiş olan fosil su çekilmeye başlanmıştır. Giderek artan kirliliğin de etkisi ile yeraltı kaynaklarımız geri döndürülemeyecek şekilde tükenme ve kirlenme riski ile karşı karşıyadır. Deniz ile çevrelenmiş Datça gibi yerlerde buna bir de tuzlanma (deniz suyunun akifere karışması) riski eklenmiş durumdadır.

Tatlı Su Nedir, Nasıl Oluşur

Yeryüzünde canlılığın devam edebilmesi için ihtiyaç duyulan en önemli madde sudur. Su döngüsü, yeryüzü sularının gökyüzüne ulaşıp tekrar yeryüzüne dönmesiyle gerçekleşir.
Yeryüzüne düşen yağışların bir bölümü bitkiler tarafından tutulmakta, bir bölümü toprak tarafından emilmekte, bir bölümü yüzeysel akıma geçerek akarsulara kavuşmakta, bir bölümü de yüzeyden alta doğru sızarak muhtelif derinliklerde kayaların çatlaklarında, çeşitli boyuttaki kum, mil ve çakıl (alüvyon) gibi malzemelerin arasındaki gözeneklerde depolanmaktadır. Yer altındaki boşluk veya gözeneklerde tutulan suya “yeraltı suyu” denmektedir. Yeraltı suyu dünyanın tatlı suyunun yaklaşık olarak % 31.4'ünü sağlar. Hidrolojik döngünün bir parçasıdır. Yeraltı suyunun kaynakları yağışlar, okyanuslarırmaklargöller, bataklıklar, yapay gölcükler ve su arıtma sistemlerinden oluşur.
  
Şekil 1. Su döngüsü

Hidrojeolojik Birimler
Akifer:  Önemli miktarda suyu depolayabilen (yüksek permeabiliteli) ve yeterince hızlı taşıyabilen (iletken) geçirimli jeolojik birimlerdir. Akiferler, yeraltı sularının tutulması ve çekilebilmesi için, yüksek porozite (gözeneklilik) ve permeabiliteye (geçirgenlik) sahip olmalıdır. Pekişmemiş kumlar ve çakıllarkum taşlarıkonglomeralarkireç taşları, dolomitlerbazalt akıntıları, çatlaklı plütonik ve metamorfik kayaçlar akifer olarak nitelendirilen kayaçlardır.

Akiferin yer altı suyu bilançosu:
1. Beslenme unsurları
·         Yağıştan sızma
·         Akıştan sızma
·         Kar erimesi-sızma
·         Buzul erimesi-sızma
·         Göl tabanlarından sızma
·         Yapay beslenme
2. Boşalma unsurları
·         Buharlaşma (evaporasyon)
·         Terleme (transpirasyon)
·         Kaynaklar ile boşalma
·         Su çekme ile boşalma
·         Akarsu tabanlarına olan kaçaklar
·         Göl tabanlarına olan kaçaklar

Şekil 2. Akiferin beslenmesi

Yer Altı Sularının Beslenmesinde Etkili Olan Faktörler  
·         Yağış miktarı,
·         Yağış türü: Yağışlar kar şeklinde ise beslenme fazla olur 
·         Zeminin geçirimliliği: Alüvyal ve karstik alanlarda geçirimlilik fazladır. Bu sebeple buralar yer altı suları bakımından zengindir
·         Arazinin eğimi: eğimin az olduğu alanlarda beslenme daha fazladır
·         Bitki örtüsü: Yüzeysel akımı engellediği için önemlidir
Kuyular
Gereği gibi projelendirilen ve inşa edilen bir kuyu, su taşıyan bir formasyondan ekonomik olarak su alınmasını sağlayan hidrolik bir yapıdır. Bir kuyudan su çekilmeye başlandığı zaman bir düşüm konisi oluşur. Eğer su beslenebildiğinden daha hızlı çekilirse, düşüm konisinin derinliği ve çevre uzunluğu büyüyecektir. Dolayısıyla bölgedeki su tablası alçalacak ve hemen yanında açılan sığ kuyuların kurulmasına neden olacaktır.

Şekil 3. Kuyuların su çekmesiyle oluşan düşüm konisi



İNSANLAR YERALTISUYU SİSTEMİNİ NASIL ETKiLERLER?
(1) Su tablasının düşmesi sonucunda kuyuların kuruması;
(2) hidrostatik basıncın azalması ile bir zamanlar serbest boşalan basınçlı akiferlerde açılmış kuyuların artık pompajla alınma gerekliliği;
(3) tuzlu su girişimi;
(4) çökme (sübsidans);
(5) kirlilik.

Şekil 4. Akifere tuzlu su girişimi

Dünyadaki Su Dağılımı

Şekil 5. Dünyadaki suyun dağılımı
Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3’tür. Bu suların %97,5’i okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su olarak, %2,5’i ise tatlı su olarak bulunmaktadır. Bu kadar az olan tatlı su kaynaklarının da %99.7’sının kutuplarda ve yeraltında bulunması sebebiyle insanoğlunun kolaylıkla yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının ne kadar az olduğu anlaşılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder