Yeryüzüne düşen yağışların bir bölümü yüzeyden alta doğru sızarak muhtelif derinliklerde kayaların çatlaklarında, çeşitli boyuttaki kum, mil ve çakıl (alüvyon) gibi malzemelerin arasındaki gözeneklerde depolanmaktadır. Akifer denilen bu yeraltı depoları kimi zaman serbest, kimi zaman da basınçlıdır.
İnsanın hızla artan su tüketimi ihtiyacı, yüzey sularının ihtiyacı karşılayamaması yüzünden giderek daha fazla yeraltı suları ile karşılanmaktadır.
Zaman içinde daha derinlerden uzun yıllar önce, kimi zaman binlerce yıl önce birikmiş olan fosil su çekilmeye başlanmıştır. Giderek artan kirliliğin de etkisi ile yeraltı kaynaklarımız geri döndürülemeyecek şekilde tükenme ve kirlenme riski ile karşı karşıyadır. Deniz ile çevrelenmiş Datça gibi yerlerde buna bir de tuzlanma (deniz suyunun akifere karışması) riski eklenmiş durumdadır.
Tatlı Su Nedir, Nasıl Oluşur
Yeryüzünde canlılığın devam edebilmesi için ihtiyaç duyulan en önemli madde sudur. Su döngüsü, yeryüzü sularının gökyüzüne ulaşıp tekrar yeryüzüne dönmesiyle gerçekleşir.
Yeryüzüne düşen yağışların bir bölümü bitkiler tarafından tutulmakta, bir bölümü toprak tarafından emilmekte, bir bölümü yüzeysel akıma geçerek akarsulara kavuşmakta, bir bölümü de yüzeyden alta doğru sızarak muhtelif derinliklerde kayaların çatlaklarında, çeşitli boyuttaki kum, mil ve çakıl (alüvyon) gibi malzemelerin arasındaki gözeneklerde depolanmaktadır. Yer altındaki boşluk veya gözeneklerde tutulan suya “yeraltı suyu” denmektedir. Yeraltı suyu dünyanın tatlı suyunun yaklaşık olarak % 31.4'ünü sağlar. Hidrolojik döngünün bir parçasıdır. Yeraltı suyunun kaynakları yağışlar, okyanuslar, ırmaklar, göller, bataklıklar, yapay gölcükler ve su arıtma sistemlerinden oluşur.
![]() |
Şekil 1. Su döngüsü |
Hidrojeolojik Birimler
Akifer: Önemli miktarda suyu depolayabilen (yüksek permeabiliteli) ve yeterince hızlı taşıyabilen (iletken) geçirimli jeolojik birimlerdir. Akiferler, yeraltı sularının tutulması ve çekilebilmesi için, yüksek porozite (gözeneklilik) ve permeabiliteye (geçirgenlik) sahip olmalıdır. Pekişmemiş kumlar ve çakıllar, kum taşları, konglomeralar, kireç taşları, dolomitler, bazalt akıntıları, çatlaklı plütonik ve metamorfik kayaçlar akifer olarak nitelendirilen kayaçlardır.
Akiferin yer altı suyu bilançosu:
1. Beslenme unsurları
· Yağıştan sızma
· Akıştan sızma
· Kar erimesi-sızma
· Buzul erimesi-sızma
· Göl tabanlarından sızma
· Yapay beslenme
2. Boşalma unsurları
· Buharlaşma (evaporasyon)
· Terleme (transpirasyon)
· Kaynaklar ile boşalma
· Su çekme ile boşalma
· Akarsu tabanlarına olan kaçaklar
· Göl tabanlarına olan kaçaklar
![]() |
Şekil 2. Akiferin beslenmesi |
Yer Altı Sularının Beslenmesinde Etkili Olan Faktörler
· Yağış miktarı,
· Yağış türü: Yağışlar kar şeklinde ise beslenme fazla olur
· Zeminin geçirimliliği: Alüvyal ve karstik alanlarda geçirimlilik fazladır. Bu sebeple buralar yer altı suları bakımından zengindir
· Arazinin eğimi: eğimin az olduğu alanlarda beslenme daha fazladır
· Bitki örtüsü: Yüzeysel akımı engellediği için önemlidir
Kuyular
Gereği gibi projelendirilen ve inşa edilen bir kuyu, su taşıyan bir formasyondan ekonomik olarak su alınmasını sağlayan hidrolik bir yapıdır. Bir kuyudan su çekilmeye başlandığı zaman bir düşüm konisi oluşur. Eğer su beslenebildiğinden daha hızlı çekilirse, düşüm konisinin derinliği ve çevre uzunluğu büyüyecektir. Dolayısıyla bölgedeki su tablası alçalacak ve hemen yanında açılan sığ kuyuların kurulmasına neden olacaktır.
![]() | |
|
İNSANLAR YERALTISUYU SİSTEMİNİ NASIL ETKiLERLER?
(1) Su tablasının düşmesi sonucunda kuyuların kuruması;
(2) hidrostatik basıncın azalması ile bir zamanlar serbest boşalan basınçlı akiferlerde açılmış kuyuların artık pompajla alınma gerekliliği;
(3) tuzlu su girişimi;
(4) çökme (sübsidans);
(5) kirlilik.
![]() |
Şekil 4. Akifere tuzlu su girişimi |
Dünyadaki Su Dağılımı
![]() |
Şekil 5. Dünyadaki suyun dağılımı |
Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3’tür. Bu suların %97,5’i okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su olarak, %2,5’i ise tatlı su olarak bulunmaktadır. Bu kadar az olan tatlı su kaynaklarının da %99.7’sının kutuplarda ve yeraltında bulunması sebebiyle insanoğlunun kolaylıkla yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının ne kadar az olduğu anlaşılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder